Öyle anlar gelir ki karşına her şeyin bittiğini zannedersin ama hayat öyle bir karmadır ki her şey bittiğinde hiçbir yere gidemezsin. Özgür olmak, terk etmek… Bunlar sadece içinde keşke veya iyi ki diye kalan eylemlerdir. Çünkü her şeyin bitmesiyle oyunun perdeleri kapanırken aynı zamanda senin için başka sahnelerde oyunun senaryosu yeniden yazılıyor olabilir.
Hayat, kendini bir süre sonra tekrarlamaya başlıyor tıpkı kısır döngü misali. Ne garip değil mi küçükken oynadığımız kutu kutu penseye benziyor hayat. Sevdiğiniz herkes birer birer arkasını dönüyor size. Daha sonra tıpkı küçüklüğünüzde salıncak sırasında beklerken başkaları kapacak diye yaşadığınız korkuyu tekrar tekrar yaşıyorsunuz. Ama bu seferki çok daha büyük bir korku: YALNIZLIK Aslında yalnızlık duygusunu tadan her insan benim için diğerlerinden daha güçlü olmuştur. Onlar yalnızlığı hak ettiği şey uğruna göze almış cesur insanlardır.
Ben küçük bir sahil kasabasında doğup başarıyı her zaman tırnaklarıyla kazımış bir insanım. Kimilerine göre cesur ve ne istediğini bilen, kimilerine göre de başarıdan yalnızlığa bulanmış birisiyim. Şu an nerede miyim? Hayat benim için o kadar hızlı gelişti ki ben kendime geldiğimde havaalanındaydım. Ben sahil kasabasını anlatan perdeyi kapatıp plaza kokan perdeyi açmak üzere yirmi bir saatlik uçuşumu yapmak için saatlerdir havaalanında gelip geçen insanları izliyorum. Mesela şu an, anne ve babasına yetişmek maksadıyla koşan bir çocuk var önümde. Ah yanımda da büyük ihtimalle elli seneden beri evli bir çift var. Ne sadakat ama değil mi? Acaba hayatları boyunca hep mutlu muydular? Mesela ben mutsuz kalabalığı mutlu yalnızlığa seçtiğimi düşünerek geçirdim yıllarımı. Gerçekten de gerçek mutluluğu yakalayabilmiş miydim? İşte bu sorunun cevabını bana sadece geriye kalan hayatım gösterecekti.
Birçok insan önüne temiz bir sayfa çekerken umut etmeyi bilir. Umut kelimesi her ne kadar dört harften oluşan basit bir kelime gibi dursa da aslında birçoğumuzun hayatındaki odak noktasıdır. Kimileri mutlu olmayı, kimileri başarılı olmayı, kimileri ise de huzuru umut eder. Bazı umutlar hayal olarak geride kalırken bazıları ise de gerçekten hayatımızda yeşermeye başlar.Bana göre umut, kimilerine göre aptallıktan zayıflıktan ibaret olsa da, tüm evren vazgeç diye haykırdığında sol tarafımızın içinde her an bir nefesle sönmeye yüz tutmuş ama küçücük bir şeyle yanıp tutuşabilecek olan yarım kalmış kor ateştir.Hayatım boyunca ne olursa olsun yalnız kalsam da, mutsuz olsam da, başarısızlık duygusunu tatmış olsam da biliyorum ki kâinattaki en güzel duygu aslında olasılıkların sonsuz olduğunu bilerek her şeyin uğruna yemin etmişçesine yeniden yeniden başlayabilmektir. Bazen öyle şeyler umut ederiz ki onu umut etmek bile yaşamaktan daha keyif verici hale gelir.