Günlerden Salıydı, akşam üstü İngiltereden Ankaraya uçuşum vardı. Hayatımın en anlamlı uçuşlarından biriydi çünkü eski dostum Can ile uçacaktım ve kullanacağımız uçak bir Boeing 777-300er di, her şey yolundaydı yakıt tankları ağzına kadar uçucu yakıtla doluydu, iniş takımları çalışıyordu, radar çalışıyordu en kötü ne olabilirdiki?
Sonunda kalkıış için hazırdık 4 numaralı pistin başına gelmiştik, ışıklar öyle güzel görünüyorduki dalıp gitmişttim. Yardımcı pilotun beni dürtmesiyle kendime geldim ve kuleyle iletişime geçtim kalkış için izin aldım ve motorlara gücü verdim. Uçak pistte ilerlerken öyle sarsılıyoduki yolculardan bazıları bayılmak üzereydi, aralarında bu olaya alışkın olanlarda vardı tabii. Artık havalanmıştık pamukların içinde yağ gibi akıp gidiyorduk, bulutların üzerine çıktığımızda güneş bize güzel bir selam çakmıştı. Tam kalkışı tamamladık derken kuleden ikaz geldi ilerimizde dağ varmış eyer uçağın burnunu yükseltmezsek dağa çarpacağımızı söyledi. Uçağın burnunu olabildiğince çabuk bir şeklide kaldırmıştım, dağa çarpmaktan kılpayı kurtulmuştuk.Artık içimiz rahattı kalkışı tamamlamıştık ve genelde uçak kazalarının yüzde sekseni kalış ve iniş esnasında gerçekleşiyordu. yirmi dakika sonra gökyüzünün eşssiz manzarası önünde kahve içmeye başlamıştım, şimdiye kadar kendimi hiç bu kadar rahat hisstmemiştim. Yemek servisi başladığında yine o eşssiz manzaraya karşı güzel bir yemek yedim ve uçuşa devam ettim. Artık mola verme vaktim gelmişti benim, kumandayı yardımcı pilota devrettim ve pilotlar için hazırlanmış olan dinlenme kabinlerine gittim. Aradan bir buçuk saat geçmişti, artık dinlenme sırası yardımcı pilottaydı ama o çok yordun olmasına rağmen dinlenmeye gitmemiştti çünkü bu mükemmel ötesi manzarayı kaçırmak istemiyordu. Hayatında görebileceği en güzel manzaraya şahitlik ediyodu çok mutlu gözüküyodu. İkimizde manzarayı izlemeye dalmıştık ve iniş için pisti kaçırdık geri dönmemiz ve yavaş yavaş inmemiz gerekiyordu. Yavaştan uçağı sağ tarafa döndürmüştüm yarım daire çizip ilerledikten sonra bir yarım daire daha çizim pisti ortalamışıtım yavaş yavaş iniyorduk artık her şey yolundaydı flaplar hazırdı, iniş takımları açılmıştı, motorların itiş gücü olması gereken seviyedeydi.Ankaraya teker koymuştuk bu benim son uçuşumdu artık emekli oluyordum ve bu da en kötü şeydi tutkumdan zorunlu olarak vazgeçmek zorundaydım belki hobi olarak yapabilirdim ama aynı çalıştığım zamanlardaki gibi zevk alarak yapacağımı düşünmüyorum. Birden ufak bir sarsılma geldi, rüya görüyormuşum ve gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamamıştım emekli olmama daha çok vardı ve telefonumda kaptan pilotluğa terfi aldığımı gösteren bir mesaj vardı. Emekli olmadığıma ve telefonumdaki terfi mesajına çok sevinmiştim, aldığım terfi için sonraki akşam parti vermeye karar vermiştim ve parti çok güzel olacaktı bundan emindim.
Son Uçuş
(Visited 117 times, 1 visits today)