“O bella caio,bella caio caio caio” diyor kulaklığımdan çalan şarkı. Ben aynanın karşısında kendimi kaptırmış bir şekilde dans ediyorum. Tam şarkının en güzel yeri gelmişti ki telefonum çalmaya başladı. Sinir bozukluğuyla telefonuma doğru giderken aryan kişinin kim olduğuna baktım. Ev arkadaşım Alya arıyordu. Telefonu açtığımda Alya’nın nefes nefese kalışını duydum.” Alya ne oldu neden nefes nefesesin?” ”Elisa, ne olur evde olduğunu söyle hemen ben de geliyorum.” Alya’nın sesi o kadar tedirgin geliyordu ki bir anlık korktum. ”Alya sakin ol evdeyim gel hadi…” cümlemi tamamlayamadan telefon kapandı. Olanlara anlam verememişken kapı çaldı. Kapıya hızlıca gittim ve açtım. Alya içeri daldığı gibi yere kapaklandı. Ben kapıyı kapattım hemen Alya’yı ayağa kaldırdım. Sakin olmasını söyleyip ne olduğunu sordum. Tam Alya anlatmaya başlayacaktı ki ellerini gördüm. Hayatımda ilk kez bu kadar çok kanı birlikte görüyordum. Anlık bir şokla Alya’nın adını bağırdım. ”ALYA ELLERİN!” Hemen içeri koşup ilk yardım aletlerini getirdim. Kapının önünde tam olarak 1 saat geçirdikten sonra salona geçip sakin bir şekilde konuşmaya başladık:
-Evet, Alya ne oldu?
-Şimdi biliyorsun ben bir arkadaşın evine gittim. Biz konuşurken eve bir kargo geldi. Biz de aa kargo gelmiş diyerek açtık kargoyu. İçinden bir tane bebek oyuncak çıktı. Biliyorsun ben oyuncak bebekleri çok severim o yüzden direkt elime aldım. Biz daha ne olduğunu anlayamadan bir anda bebeğin her yerin minik sivri şeyler çıkarak elimi bu hâle getirdi ben de çok korktuğumdan ve canım çok yandığından eve koşarak geldim.
Alya’nın anlattıklarını dinlerken şok içindeydim. Böyle bir şeyi kim yapardı ki? Tam o sırada elektrikler gitti. ”Elisa! Elisa! fenerini aç!” Alya’nın sözü üzerine telefonumun flaşını açtım. Sonra Alya’da açtı. Alya şartellere gidip ne olduğuna bakmak için giderken ben mumları bulup yaktım.”Elisa şartellerde sıkıntı gözükmüyor sanki sanırım herksin ışığı gitti.” derken yan daireden bir çığlık sesi geldi. Ardından bir erkek çığlığı geldi ve sesler kesildi. Biz Alya ile birbirimize baktığımızda ne olduğunu anlayamamıştık. Bir anda yukarıdan tekrar 1 adet çığlık geldi. Sonra diğer bir daireden de çığlık sesi gelince artık çok korkmuştuk. Eve bakmak içi kafamı çevirdiğimde Alya bana hemen mumu söndürmemi söyledi. İşte her ne olduysa ben mumları üfledikten sonra oldu işte. Ben Alya’ya döndüğüm an göğsüme bir sancı girdi. Ağızımdan biz çığlık kaçarken bıçaklandığımı anladım. Kafamı kaldırıp kişiye baktığımda Alya’nın yerde yatan kanlar içinde ölü bedenini gördüm ve sonrası yoktu ki bu kabustan bir anda uyandım. Gördüğüm rüyanın etkisiyle içimde hâlâ bir korku vardı.