2024 yılında, ülkemizde yılın sözcüğü olarak “kalabalık yalnızlık” seçildi. Ne kadar güzel özetliyor durumumuzu, değil mi? O geniş kitlelerin, yüzlerce insanın arasında bile ruhunuzda bir burukluk vardır. Yalnızsınızdır, yüzlerin arasında kaybolmuş gibisinizdir. Sanki etrafınızdaki yüzlerce tedavi edilmesi gereken beden vardır, ancak siz ne bir doktordur ne de elinizde hastalığın ilacı vardır. Kalıverirsiniz, hareket dahi edemezsiniz. İlginç bir histir kalabalık yalnızlık.
O yüzlerin arasında kimse sizin ilginizi çekmez. Kararınızı çoktan vermişsinizdir çünkü, onlar size göre değildir. Kiminin cehalet içinde yüzer, kimisi çokbilmiştir. Kimileri egolu, kimileri itici gelir size. Herkesin sizden az da olsa farklı olduğunu düşünürsünüz; fakat öbürlerinin de sizin hakkınızda aynı görüşlere sahip olduğunu düşünemezsiniz. Yozlaşmış, kutuplaşmış toplumlarda sıkça görülür bu karşılıklı duygular. O kadar ön yargılısınızdır ki zıt görüşlü insanlara karşı, tanımadığınız herkesin size denk düştüğünü düşünürsünüz. Gözünüz iyilere kördür.
Bu ön yargı, geçmiş tecrübelerinizin mirasıdır. Öbürleriyle muhatap olmak istemezsiniz, ancak insan doğası gereği bir iletişime geçmek zorunda hissedersiniz. Ve o an, sizi en iyi anladığınızı düşündüğünüz, insani güdülerinizi sömürerek sizi bağımlı yapan ekrana bakarsınız. Bu ekranda gezindikçe şehirlerden ve insanlardan daha da soğursunuz. Sizi yozlaştıran asıl aletin bu ekran olması gerçeğine rağmen bunu anlamak istemezsiniz. O kalabalıklardan farklı olduğunuzu, onlardan üstün olduğunuzu düşündürür size. Bu, ego yaratır.
Ekran, geniş ağlarıyla pek çok bilgiyi içinde barındırır ve kimi videolarda karşınıza ortamlarda satacağınız bilgiler çıkar. O videodan öğrendiğiniz kadarıyla ukala ukala konuşur, insanları sizin bilgi sahibi, araştıran bir birey olduğunuza inandırmaya çalışırsınız. İşte bu, çokbilmişliktir. Ekrana saatlerce baktığınızda beyniniz ele geçirilir, koyun gibi güdülebilen bir insana dönüşürsünüz ve bu sizi cahil yapar. Son olarak o ekranda gördüğünüz, tanımadığınız ama çok sevdiğiniz o ünlüyü, fenomeni taklit etmeye çalışırsınız ve bu da sizi itici yapar.
Dönüp şöyle bir kendinize bakınca, aslında kalabalıklar arasında yalnız hissetmenize neden olan bireylerin tüm kişilik özelliklerine sahip olduğunuzu görürsünüz. Evet, sizi bu bireylerden yapan şey elinizdeki telefondur. Yaşamınızın tepetaklak olmasının tek sebebi de bu telefondur. O kalabalıklardan bir farkınızın olmaması da yine o telefondur. Siz, kalabalık bir yalnızsınız. Yalnızlığınızı sosyal medyadaki kalabalıklarla gidermeye çalışan yüzlerce bireyden birisiniz. Ne yazık ki, o ekrana gömüldüğünüz sürece yalnızlığınızı gideremeyeceksiniz.