“Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağaca çıkma yeteneğine göre yargılarsanız balık tüm ömrünü bir aptal olduğuna inanarak geçirecektir” demiş Einstein. Ne kadar da güzel ifade etmiş. Bir insanı yetenekli olmadığı bir konuda başarısız diye yargılamamız doğru değilir. Şüphesiz yetenekli olduğumuz konularda başarımız daha yüksek olur.
Eğitim-öğretim yıllarımızda bu durumla daha çok karşılaşırız. Yetenekli olmadığımız birçok konuda hem aile hem okul bizim başarılı olmamızı bekler. Türkiye’nin eğitim sisteminde öğrencilerin sadece matematikte ya da fende iyi olması yetmez, diğer derslerde de en az ilgili olduğu dersler kadar başarılı olması beklenir. Maalesef spor veya sanat okumak isteyen öğrenciler bile bu dersleri bilmek zorunda. Ülkemizde birçok sporcu ve sanatçı sırf derslerinden geri kalmamak için bu yeteneklerini terk ediyor. Henüz 12 yaşında, buz pateni şampiyonu olan Efe Çetiz okulunun geç bitmesinden ve çok fazla ödev olmasından dolayı antreman yapmaya zaman bulamadığını söylüyor.
Siz hiç havlayan kedi gördünüz mü? Bir kedinin havlaması için uğraşmak bize bir sonuç verir mi? Bu yüzden eğitim yıllarında yeteneklerimiz ön plana alınmalıdır.