Siyah ile Beyazın Yolculuğu

Bebekler ve çocuklar yazın nasıl giydirilmeli? - Sağlık HaberleriAnne karnında küçücük bir zigotken biraz daha gelişip embriyoyu oluşturuyor, dokuz ay sonra da bebek olarak gözlerimizi dünyaya açıyoruz. Açıyoruz ki bir de neler görelim? Onlarca farklı yüz bize bakıyor. Aralarında konuşuyorlar fakat sesleri bize sadece gürültü olarak geliyor. Ancak onların mimiklerinden bizimle ilgilendiklerini anlayabiliyoruz. Biz de onlara gülüyoruz. Aradan aylar, yıllar geçiyor daha sonraları konuşuyor, yürüyor, koşuyoruz. Hepsi zamanla, çevremizin desteği ve emeği ile bizleri adım adım büyütüyor.

Upper Primary SchoolBizler büyürken sadece fiziksel olarak gelişmiyor, ruhsal ve zihinsel olarak da yeni yeni şeyler öğreniyoruz. Sevmeyi, saymayı, güvenmeyi, dostluğu… Biz çevremizde böyle yetişirken bir gün geliyor ki hırsızlığı görüyoruz. Bu daha ilkokul sıralarında tanık olduğumuz kalem, yiyecek vb. eşyaların birer birer kaybolmasıyla kazınıyor belleğimize. Böyle böyle kaybetmenin ne demek olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Gün geliyor tacizin, şiddetin ne olduğunu görüyoruz. “Pembe yalanlar” adı altında birçok sahteliğin ortasında kalakalıyoruz. Bazı insanlar, bu tip durumlarda ya öç alma isteğiyle tüm bu durumları bir başkasına yaşatıyor veyahut empatinin ağır basmasıyla yaşadıklarının bir başkası tarafından deneyimlenmesine gönlü el vermiyor. 

        Bebeklikten çıkıp yavaş yavaş her ne kadar şey öğrendiysek şu anki bulunduğumuz konumdan geriye dönüp baktığımızda da çok önemli bir şeyi öğreniyoruz: Saflık. Bizler doğduğumuz zaman zihnimizi bir nevi çevremize bırakırız. Yaşadığımız çevre bizim görüşlerimizi çok fazla etkiler. Bu nedenle daha sonraları bizim alışık olduğumuz şeyler bir başkasınca bir diğerininki de bizce hoş karşılanmayabilir. Bu yüzden de insan büyürken her şeyle ilgilenmeli, her konuda bir fikir sahibi olmalı ki kendi benliğini oluşturabilsin. Ancak bu şekilde iyiyi ve kötüyü tanıyabiliriz.

Kütüphaneler Haftası'nda acı tablo! 70 bin kişiye bir halk kütüphanesi… - Kültür-Sanat haberleriBir bebek doğduğunda ne ise saflık da işte o olur. İyiyi ve kötüyü o ana kadar ne görmüş ne de duymuşuzdur. Bizler doğduğumuzda içimizde ne iyilik ne de kötülük vardır. O kadar nötrüzdür ki iyilik ve kötülük, asit ve bazın birer temsilcisi haline gelir. Haliyle bizler bu kadar nötrken iyiliğin ve kötülüğün bizi yanına çekmesi, kendine benzetmesi oldukça basit bir durum. İşte bu durumla karşı karşıya kalındığında insan seçeceği tarafı kendi belirler. Bu raftan kitap seçmeye benzer. Tüm kitapları ellersin ve içlerinden kendine en uygun olanı bulursun. Tabii o seçtiğin kitabı beğenmediğinde ara verme ya da bırakma şansın var. Ancak gel gelelim iyiliğe ve kötülüğe işler istenildiği gibi gitmiyor. İyilikten kötülüğe geçersen dönüp baktığında aydınlık geçmişinle yüzleşirsin. Fakat eğer baştan kötü isen aydınlığa çıkman oldukça zor olacak. Neden mi? Çünkü sen arkana dönüp baktığında maalesef karanlıka yüzleşmek zorunda kalacaksın bu da içinde bulunulan durumu çok daha zorlaştıracak. 

         İyilik ve kötülük sonradan tadılır. Gelecekte ne tür bir insan olacağını kişi doğduktan ve çevre ile ilgilenebilecek duruma geldikten sonra kendi belirleyecektir. Seçtiğin yolun tüm hayatını etkileyeceğini bilerek aksiyon almak ise yaşamın verimliliğini büyük ölçüde arttıracaktır.

(Visited 42 times, 1 visits today)