“Hediye paketini açtığımda gözlerime inanamadım.” Bu cümleyi kurarken hayatımın en kötü anında olduğumu bilmiyordum.
İki hafta önce…
Doğum günüm için babamın aldığı araba anahtarını düşünüyordum. “Hala inanamıyorum, nasıl böykece paraya kıymış?” Annemin söylenmelerini dinlerken mutluluktan ağlamak üzereydim. Bir arabam olacaktı, haftaya üniversiteli olacaktım ve bir arabam olacktı. Ailemin izni olmadan gidebileceğim yerleri düşündüm, kimsenin sorumluluğu altında olmadan yapabileceğim şeyler bana mutluluk veriyordu.
“Kızım bu araba senin de sorumluluk almaýı ögrenmen için alındı, güvenimi boşa çıkarma olur mu?” dedi babam. Hızlı ve coşkulu bir şekilde “Evet!” diye bağırdım ve babama sarıldım. O da kafkahalar atarak sarıldı bana. Köşedeki bize kıskanarak bsksn anneme gülümseyip odama geçtim. Üniversite sınav puanım pek iyi olmasa da almışlardı bana bu arabayı. O yüzden minettardım onlara.
Bugün arabamı kullanacağım ilk gündü. Okuluma kayıt için gidecektim. Çok mutluydum. Arabaya bindim ve gaza bazdım otuz otuz beş dakikaya okuldaydım. Bir türlü park yerini bulamazken karşıma garaj gibi bir yer çıktı ama bayağı karanlıktı burası. Hızla giderken bir şeye çarptım. Sanki çok ağırdı bu şey. Hızla aradadan indim ve siyahlar arasında yolumu buldum. Ayakta iki çocuk ve yerde bir çokcuk vardı. Ne yerde mi?! Hayır, hayır, hayır… Hemen cebimdeki telefonu çıkardım ve bir beş beş rakamlarını girfim ama tam o sırada elimden telefo çekildi. “Bunu yaparsan ömür boyu hapsi boylarsın biliyorsun değil mi?” Çok sakindi. İstifimi bozmadan aramaya devam etmek için telefonumu almaya çalıştım. Lanrt olsun ki fazla kısaydım. ” Niye uğraşıyosun ki?” Bunu söyleyen diğer çocuktu. Telefonu aldı ve yerde parçaladı. Ağzım açık kalırken bir fener yaktı ve yere koydu beni de çekerek fenerin tanına oturttu, kendi de sağıma oturdu.
Yaklaşık on dakika sadece oturduk öylece. “Bizi nasıl bir dertten kurtardığını tahmin edemezsin.” dedi öbür çocuk. Anlamadım anlamında başımı eğdim. “Eğer sen olmasan büyük ihtimalle biz ölmüs oluduk.” diye tamamladı çocuk. Başımı salladım şu an öyle bir durumdaydım ki her şeyi onaylayabilirdim.
Yarım saat sonra kendimi ceset taşırken bulacağımı thmin edemezdim tabii. “Işığı doğru tutsana!” Yine onayladım. Ve duruşumu düzelttim. Cesedi arabaya yerleştirdik ve hızla bir depoya girdik. “Sen hiç konuşmaz mısın ya?” Ortamı yumuşatmak için soruya kötü kötü bakarak cevap verdim. Çocuk ellerini kaldırınca sertçe “Hayır!” dedim. Çocuk güldü sadece. Sobraki olay hayatımı bitiren olaydı. Siren sesleri…