Bilim, evrenin ve evrendeki olayların, ele alındığı ve bilgilerin deneyler yoluyla gerçeğe dayandırıldığı, böylece birtakım yasalara ulaştırıldığı bilgi yoludur. Başka bir deyişle bilim, olguları, deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen disiplinler bütünüdür. Yani daha basit ifadelerle bilim, genel geçerlilik kurallarını gösteren, kantılanabilmiş ve kesinlik gösteren bilgiler bütünüdür de diyebiliriz. İçinde bulunduğumuz hayatı, evreni ve onun içindeki her şeyi açıklamak bilimin temel amacıdır. Peki, tüm evreni ilgilendiren bir konu olan bilim, milletlerin sınırları ile sınırlanmalı mı?
Dünya üzerinde hemen hemen her şeyde olduğu gibi bilimde de ülke sınırlarına ve milletlere göre sınırlar koyulmakta. Tarihte bugünden geriye dönüp baktığımızda ise sınırların milletler arası oluşturduğu sorunlar görmezden gelemeyeceğimiz kadar büyük. Savaşlar, savaşlar ve savaşlar… Peki, birçok çözülemeyen problem için muhtemel son olan savaşın bilim için de olası son olmasını ister miyiz? İnsanlığın gelişebilmesi için harika bir olanak olarak belirmiş olan ve günden güne gelişmekte olan bilimsel çalışmalar ve hırs yüzünden, dünya üzerindeki diğer pek çok sorunun ortadan kaldırılması için savaşın seçilmesi gibi, toplar, tüfekler ile olmasa da milletler arasında bir tür savaş yapılsın ister miyiz?
Günümüzün haber gündemlerinin çoğunu ele geçirmiş olan Covid-19’dan da çıkarabileceğimiz bir sonuç olan bilimde beraberliğin önemi, aslında çağımızın birçok farklı alanında da görülebilir bir gerçek. Bilimde ülkeler arası sınırlar çizilmeseydi, diyabet, astım, kanser gibi pek çok ciddi hastalığın tedavisi şimdiye kadar bulunmuş ve tüm dünya ile paylaşılmış olabilirdi. Şu anda dünyadaki krize bir son getirecek aşılar ise ülkeler arasında çıkar kaygısı gözetmeden paylaşılmış olsaydı birlikten doğacak olan kuvvet çoktan hastalığa bulunmuş bir tedavi olarak ortaya çıkmış olurdu.
Kısacası bilim, her yerde bilimdir. Neden bilimde milletler arası kötü sonla bitebilecek bir rekabet ortamı oluşturuyoruz da sınırları yok sayıp bize şimdi de yardımcı olan ve gelecekte de yardımcı olacak olan bilime yeni bir şeyler katmak ve dünyayı bir adım daha ileri taşımak için uğraşmıyoruz? Eğer bilimi dünyanın ortak malı olarak kabul etmezsek, bilimi millet sınırlarında sınırlamaya devam edersek ve tüm milletler birlik olup bu durumu düzeltmek için çalışmazsak insanoğlu olarak bilimi bir hiç uğruna kasıtlı bir şekilde yavaşlatmış, belki de engellemiş olacağız. Bilim tüm dünyadaki gerçekleri görmemiz için bir yoldur ve bu sebepten ötürü gelişmek isteyen bir dünyanın savunması gereken şey, bilime tüm dünyanın sahip olması gerektiğidir.