Sınırlı Hoşgörü

Bana göre “Sınırsız hoşgörü, hoşgörüsüz bir toplum yaratacaktır” görüşü Dostoyevski’nin “Havalar soğuduğunda insanlar gölge veren ağacı unutur.” görüşü ile bağlantılıdır. Bu görüş biçimi de günümüzde birçok kere karşımıza çıkmış ve örneklerini de günlük hayatta görmüşüzdür. Bir şeyin çokluğu o şeyin değerinin düşmesi demektir ve bu her şeyde böyledir. Hele birde hoşgörü gibi kişiye özel ve duyguyla belirlenen bir şey için söyleniyorsa bu hoşgörü kalmaz, yok olur. Kısaca hiçbir şeyin sonsuzluğunu sağlayamayız ve sağlamamalıyız da.

Hoşgörü bir tahammül gösterme, belki bir düşünce şekli, ve en önemlisi bir duygudur bence. Nasıl zamanı geldiğinde ağlayıp zamanı geldiğinde ise gülüyorsak… Nasıl en kötü günümüzde aklımıza en güzel günümüz geliyorsa… Her zaman bir kötü duyguyu yaşarken bir iyi duyguyu ararız ve iyi duyguyu iyi yapan da budur işte. İşte bu yüzden bir iyi duygunun sonsuzluğunda bir taraf ağır basar ve denge bozulur. Tıpkı Yin Yang sembolündeki gibi iç içedir çünkü bunlar ve daima öyle kalmalıdır.

Hoşgörülü bir toplum yaratmak için bir sonsuzluğa da gerek duyulduğunu düşünmüyorum ben. Bireysel bir atılım gerekli bence bunun için. Bir kimseye bir şey iletirken iş veya okul stresimizi ondan çıkartmak yerine onun da başka sıkıntıları olabileceği ve o anda olumsuz bir yanıt alması ileri zamanda onun da olumsuz bir davranış sergilemesini tetikleyebileceğini düşünmek gerek sadece. Çok bir yük değil bu belki ama uygulaması bazı durumlarda iyi bir irade gerektirebilir.

Kendisi ile barışık olmayan kişilerin başkalarına tahammülü daha az olur, daha çabuk yükselir ve düşünmelerine fırsat olmadan istemedikleri şeyler söyleyip yapabilirler. İşte bu yüzden bireysel adımlar atılmalı bence. Hoşgörülü bir toplum için o kişilere de onlar kendi eylemlerinin farkına varıp kendilerini düzeltene kadar süre vermeli ve onları daha fazla negatif enerji ile yüklemeyip kendi dünyalarında iyice kaybolmalarını sağlamamalıyız. Bu tür insanlardan biriyseniz ise sadece yalnız olmadığınızı hiçbir zaman unutmayın, kusurlarla dolu bu dünyada sizin kusurunuz öne çıkmaz zaten, sadece pozitif olmaya bakın.

Kısaca özetlemek gerekirse; bireysel olarak iç huzurunu bulmuş kişiler olmaya çalışarak, ilk önce kendimize hoşgörülü davranırsak ve sonra bu iyi enerjimizi topluma yansıtarak hoşgörülü bir toplum yaratmada büyük bir adım atabiliriz. Bu adımı atarak da gerçekten hoşgörülü ve yapma hisler içinde olmayan bir toplum yaratabiliriz.  İşte bu yüzden sonsuzluğu seçmek ise kısa yol aramaktır ve bize hiçbir katkı sağlamayacağı gibi elimizde olan ve kıymetini bildiğimiz bir şeyin de sonunu getirir.

 

(Visited 60 times, 1 visits today)