Matrix, şu anda dünyanın en çok sevilen filmlerinden bir tanesidir. İçindeki aksiyonu, aktörleri ve karakterleri tarafından sevilen filmin en popüler kısmı hikayesi ve konusudur. Konusuna göre biz insanlar birer kod, ve bizim tüm hayatmız bir simülasyondur. Peki bu ne kadar gerek olabilir? İnsanların bu konu hakkında düşünceleri nelerdir?
Bizim simülasyonda yaşadığımızı söyleyen insanların en büyük kanıtı son zamanlarda yükselen yapay zeka ve teknolojiden gelmektedir. Yapay Zeka aslında robotların ve kodların da bilinci olması, veya onların kendi kendine öğrenebilmesi için tasarlanmıştır. Bazı örnekleri bazen insanlara kendilerini fazla hatırlatabiliyorlar. Bundan dolayı da ortaya çıkan soru şu: “Eğer bu teknoloji sadece son 40 yıl içerisinde bu kadar büyük bir yükselişe geçmişlerse acaba sonradan neler olacak? Ve bizde aslında onlar gibi sadece birer kod olabilir miyiz?” Bu teorinin en korkutucu yanı ise bizim buna kesin bir cevap veremeyişimiz. Bana göre bu teori her ne kadar mantıklı olsa da, aynı zamanda bir o kadar mantıksız. Çünkü biz kesin olarak “Simülasyonda yaşamıyoruz” diyemesek de aynı zamanda kesin olarak “Simülasyonda yaşıyoruz” da diyemeyiz. Ve aynı zamanda daha kendi dünyamızın bile her parçasını bilmiyorsak, neden Evrenimizin ötesindeki şeyler hakkında teoriler kuruyoruz?
Bazı insanlar aslında simülasyonda olduğumuzun kanıtı tam önümüzde bulunduğunu düşünüyor. Örnek olarak, evrenimiz. Bu trilyonlarca yıl yaşamış olan yerin içinde insan kendini küçük hissediyor. Böyle büyük bir şeyin içinde daha neler saklı olduğunu tahmin etmek imkansızdır. Bunun üzerine eğer evren öncesi olduğunu da düşünürsek, böyle bir yerde yalnız olduğumuzu düşünmek bencillik oluyor. Peki neden? Doğal bir şekilde bilincin gelişmesi imkansızdır, fakat insanların bilinci var ve belki başka varlıkların da olabilir. Peki nasıl? Nasıl oluyor da bizim bilincimiz birden ortaya çıktı? Normalde çoğu insan bunun gibi bilimle açıklanması imkansız olan sorular için inançlarına, dinlere saklanır. Fakat herkes aynı şeylere inanmaz, dinlere onlar gibi bakmaz. Bu teorinin gerçek kaynağı da budur. Herşey aynı şeye inanmaz, ama her türlü inanç vardır. İnsan bir varlık olarak birşeye inanmaya ihtiyaç duyar, bundan dolayı bazıları dine, bazıları da simülasyonda yaşamamız gibi saçma gözüken şeylere inanır. Ve bu sorular cevapsız olduğu için herkesin bakış açısı farklıdır.
Bizler şu an olarak tam bir kanıt bulamamış olsak bile, yakın zamanda bu değişebilir. Bunun yolu da yine, yapay zeka. Bu garip teknoloji eğer gerçekten bir insan gibi düşünme, davranma ve gelişme yeteneğine sahip olursa o zaman belki onları kullanarak kendimize bakabiliriz. Nasıl olsa bizimle aynılar, ve bu bilgiyi kullanarak da onları birer simülasyona koyabiliriz. Nasıl geliştiklerini, büyüdüklerini, hareket ettirklerini analiz edip gerçek hayatla kıyaslarsak, doğru dürüst bir cevabımız olabilir.
Buna rağmen belki asla bu soruya kesin bir cevap bulamayacağız ve bu inancın sadece bir teori olup olmadığını anlayamiyacağız. Fakat kesin olarak söyleyebileceğimiz bir şey vardır. O da bunun bir inanç olduğu ve inanıp inanmamak insanlara bağlı olduğudur.