Evren kelimesi birçok farklı şekilde açılanabilir. Türk Dil Kurumu’ nun açıklaması “Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen varlıklar” şeklinde. Uyum ve düzen burada evrendeki varlıkların aynı kurallara uyması olarak açıklanabilir. Aynı kurallara uyan varlıklar ister istemez bir düzen ve uyum gösterir. Hepsi birbirine yerçekimi ile çekilen gezegenlerin birbiri etrafında dönmesi, birbirini takip eden bir balık sürüsü ve birçok başka doğa olayı aynı kurallara uyduklarından ötürü bir ahenk içindedir.
Fakat bu sözlük anlamı bence önemli bir noktada hataya düşüyor. O nokta ise evrende varlıkların olduğunu öne sürmesi. Evren gibi sistemler özünde sadece kurallardan oluşur. O kurallar dahilinde zamanla sistem durumunu değiştirir. Bir sistemin var olması için içinde varlılar olmasına gerek yoktur. Kurallar bir sistemi var etmeye yeter.
Buradan da son zamanlarda çokça konuşulmaya başlayan bir konuya geliyoruz. Evrenin bir simülasyon olup olmadığı. Bu sorunun bu kadar gündeme gelmesinin nedeni Elon Musk gibi büyük isimlerin arkasında durması olabilir. Fakat bence aynı zamanda dünyanın dört bir yanında ateistliğin ve diğer geleneksel olmayan inanışların yükselmesinin de bunda büyük payı var.
Sorunun kaynağını bir kenara bırakıp kendisini tartırmaya başlamak gerekirse ilk olarak şu denebilir. Biraz önce sözünü ettiklerimden yola çıkarak bir sümülasyon üretmenin çok zor olmadığını söyleyebiliriz. Herksin unuttuğu bir gerçek var ki bizim bi simülasyonda yaşıyor olmamız için simülasyonun yaratıcılarının bizimle aynı kurallara sahip bir evrende yaşıyor olması gerekmiyor. Basit bir şekilde kendi evrenlerinde meraklarından yola çıkarak orada nasıl bilgisayar benzeri aletler varsa artık onları kullanarak kendi kurallarını yaratabilirler. Bunu da bildiğimize göre şu soruyu sorabiliriz: Niye simülasyonda olmayalım ki?
İlk bakışta saçma gelse de biraz daha irdelediğimizde bu sorunun nereye varmak istediğini anlayabiliyoruz. Eğer simülasyon yaratma gücüne sahip varlıklar varsa ve bunlar kendi simülasyonlarını üretiyorsa o simülasyonda yaşayanlar da kendi simülasyonlarını üretmesin ki ve onların simülasyonlarındakiler de kendi simülasyonlarını ve o simülasyondakiler de kendininkileri. Bu şekilde düşünürsek eğer bir simülasyonda olma olasılığımızın olmama olasılığımızdan çok daha düşük olduğunu ve hatta bu olasılığın göz ardı edilebilecek kadar küçük olduğunu görebiliriz.
Bu durumun gerçek olmaması birkaç sebepten en az birinin doğru olması gerek. Bunlardan ilki bizim simülasyon üretmeye ilgi duyan tek bilinç sahipleri olmamız ki bu duyduğunuz ilk anda bile mantıksız geliyor. Ya da diğer bilinç sahiplerinin simülasyonlar üretmeye güçlerinin yetmeyecek olması. Fakat kendi kurallarını yaratabilirken neden böyle bir sınırlama olsun ki.
Demem o ki bence simülasyondayız.