Sıkan Ayakkabılardan Kurtulmak

Daha önce hiç karşılaşmadığımız hayatları bizlere mükemmel bir çerçevede sunarak unutulmaz kılan filmler vardır. Oyuncuların yaşadıkları duyguları iyi bir şekilde izleyiciye aktarması, hissettirmesi filmi daha da unutulmaz yapar. Filmi sadece izlemezsin aynı zamanda yaşarsın da. Başkalarının bakış açısından olayı görebilmek seni geliştirir, ön yargılarını yıkar, başka insanların nasıl hayatlar yaşadığını, nelere üzüldüklerini, nelere sevindiklerini görürsün. Herkesin farklı konularda farklı düşünceleri vardır, bir olay karşısında birbirinden tamamen bağımsız cevaplar alınması bu durumu destekler.

 

Ana karakterin kişiliği ve olaylar karşısında aldığı kararlar filmin gidişatını belirler, bu karakterin cesur, utangaç, sinirli, depresif gibi özellikleri olabilir, gittikçe bu kişiliğe uyum sağlarsınız, bir olaya karşı vereceği tepkiyi tahmin edersiniz. İşte bu durum insanın düşünce tarzını değiştirme gücüne sahiptir. Günümüzdeki örneklerden ilerlersek, filmden gördüğü hoşgörü ve empati gibi duygularını hayatına geçiren insanlar bulunmakta fakat filmden görüp olumsuz davranışları hayatlarında kullanan insanlar da mevcut. Aslında iyi bir film insanın düşüncelerini sadece olumlu yönden etkilemiyor. Psikopat bir karakterin davranışlarını örnek alıp etrafına zarar veren insanların değişen düşünce tarzları toplumu kötü yönde etkiliyor.

Bireyin ön yargılarının kırılması bu konudan farklı olarak başka bir düşünce tarzı değişliğine örnektir. Hatta ön yargı ile ilgili çok güzel bir söz vardır. “Hayatı boyunca okuduğu tek kitabı, dünyada yazılmış tek kitap zannedenlerden korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmadım. ” Biz ön yargıyla aslında kendimizi de kısıtlarız. Ön yargılı olduğumuzda yeniliklere açık olmayız. Dünyada sadece kendi bildiklerimizin, kendi öğrendiklerimizin doğru olduğunu zannederiz. Bu düşünceyi, toplumun baskısını yaptığı, tıpkı sıkan bir ayakkabıyı tekrardan giymek gibi hissettiren ön yargılarımızı aşmalıyız. İyi bir film bu düşünceleri aşmanıza yardım edebilir, başkalarının hayatlarını onların bakış açısından izlemek ve oradaki ana karakter senmişsin, olaylar senin etrafında dönüyormuş gibi hissetmek, ön yargılı olduğun düşünceye veya davranışa olan tavrını değiştirir. Çünkü nedenini anlarsın, karşındakinin düşüncelerini. Ön yargılı olduğun şey, kendinden farklı bulduğunu bildiğin bu farklılık nedeniyle korktuğun bu yüzden de ona karşı ön yargılı olduğun bir düşünce tarzıdır. Fakat unutmayın ki o ön yargı penceresinden bakmaya devam edersek ne aydınlığı görürüz ne de doğruyu.

 

Kısacası iyi bir film, taktığınız o pembe ve ihtişamlı gözlüklerinizi çıkartıp yerlerine gerçekleri, doğruları ve yanlışları koyduğunda seçme şansı sizin elinizdedir. Düşünce tarzınızı değiştirmek, sizin elinizdedir. İyi bir film sadece bu duyguları ve düşünceleri destekler. Gerçekçi bir film bu konuda daha da yardımcı olur. Çünkü hayatımızdan verilen örnekler, hayal aleminden kurtulmuş olanlar, düşünce tarzınızı daha kolay etkiler. Bu nedenle iyi bir film kişinin ideallerini ve düşüncelerini değiştirebilir. Ön yargınızı kırma, empati yapma, hoşgörülü olma, pes etmeme gibi duygular, kafanızda kendinize kurduğunuz krallığın yavaşça yıkılmasını ve başkalarının görüş açısından olaya bakabilmenizi sağlar.

(Visited 51 times, 1 visits today)