Selam, bilin bakalım ben kimim? gene Didem. Sanırım benden birazcık sıkıldınız ama bugün anlatacağım çok daha eğlenceli bir hikaye.
Yeni bir oyun çıkmıştı Monopoli gibi, o zaman da bizim için çok eğlenceliydi ama ben hiç oynamamıştım herkesin evinde varken benim evimde yoktu, açıkçası bunu da kafama takmıyordum. Bir gün annem ile kırtasiyeye gittik, aslında o oyunu alacağımız aklıma gelmezdi, unutmadan söyleyeyim oyunun adı “Sihirli Oyun”. Annem ile kırtasiyeye geldiğimiz de karşımıza bir sürü oyunlar vardı ve üst üste dizilmişlerdi. Onların arasında da sadece bir tane olan “Sihirli Oyun”… Bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama anneme “Anneciğim lütfen bu oyunu alalım herkeste var biz de yok lütfen!” dedim, birazcık ısrar edince kabul etti, çok mutlu olmuştum. Oyunu alıp eve gittik, oyun için masamı düzenleyip rahat bir yer açtım. Kutuyu açmıştım, karşımda bir mum, bir çakmak ve bir tane zar duruyordu. Bu oyun iki kişilik oynanıyormuş, hemen İrem’i çağırdım. İrem benim en yakın arkadaşımdır, onunla çok eğlenirim. İrem de koşa koşa bize geldi ve oyunu incelemeye başladık. Bir kağıt vardı ve içinde yapacaklarımız yazıyordu. Oyun şöyle oynanıyormuş: “İlk önce mumları yakıp bir masanın üstüne koyuyoruz ve ışıkları kapatıyoruz o odada sadece iki kişi olması gerekiyor sonra da zarı atıp çıkan sayıyı bir kağıda yazıp bir mumun üstüne yapıştırıyoruz. Eğer mum sönerse orada bir hayalet vardır eğer sönemezse o zarı atan kişi lanetlenir.” Biz hayalete inanmamıştık ama bunu oynamanın eğlenceli olacağını düşündük. Hemen oynamaya koyulduk. İlk zarı atan İrem olmuştu, çıkan sayı ikiydi, İrem hemen o kağıda yazdı sonra annem içeri daldı telaşlı telaşlı “Kızlar sakın o oyunu oynamayın, bugün yasaklanmış!” Anneme koca gözlerle bakakalmıştık, sonra ” Neden yasaklanmış?” dedim, annem “Çocukların ruh sağlıklarını bozuyormuş o yüzden bu oyunu çöpe atmamız lazım,” deyip önümüzdeki bütün malzemeleri alıp attı. İşte bugünkü hikayem bu kadar.