O gün günlerden salıydı. Annesi Umay’ı okulu 8.00’de başlamasına rağmen daha 6.00’da uyandırmıştı. Umay yarı uyanık yarı uykulu bir şekilde “Daha dün cumaydı ne ara salı oldu?” diye söylendi kendi kendine. Umay’ın annesi ona “Hatırlamıyor musun kızım? Bugün mum koleksiyonuma yeni mum seti almaya gideceğiz.” deyince Umay işin ciddiyetini anladı. Çünkü Umay doğduğu günden beri annesi aralıksız 14 sene boyunca Umay’ın mumlarla fotoğraflarını çekmişti ve Umay kendini bildi bileli mumlara aşıktı annesi. Annesine tamam dermişçesine kafasını salladıktan sonra üniformasını giymeye başladı. Tam o sırada içeriye kardeşi Özge girdi. Özge yeşil gözlü, kumral saçlı ve 11 yaşında olan bir kız çocuğudur aslında oldukça da kıskanç. Her zaman olduğu gibi ablasını tehdit etmeye başlamıştı bile sabahın köründe. Umay’ın kapısını açınca ilk söylediği şey “Fransızca sınavından 58 aldığını anneme söylesem nasıl olur abla?” oldu. Ve her zamanki gibi de Umay kardeşini odasından kovdu.
Arabada Özge yine söyleniyordu ablasına “Hep senin yüzünden bu kadar erken kalkıyorum keşke doğmasaydın.” diye. Ama Özge gerçekten haklıydı çünkü okulu 8 buçukta başlamasına rağmen ablasının okulu yüzünden 8.00’de okulda oluyordu. Umay da akşam mum alışverişini düşündükçe daha beter oluyordu ve istemsizce her zaman kardeşinin ona “Keşke doğmasaydın.” dediğinde ona dil çıkarmak yerine “Biliyor musun Özge? Gerçekten keşke doğmasaydım.” dedi kısık bir sesle. Okula vardıklarında Umay dersleri hiç dinleyemedi. Aklında hep mum alışverişinden eve döndüklerinde saat gece 10.00 olacağı için annesinin onu azarlayarak yatağa sürükleyeceği an vardı.
Umay servisle değil, yürüyerek eve gitmeye karar verdi. Böylece eve çok daha geç gidecekti ve mum alışverişine gitmeyecekti. Yavaş adımlarla eve ilerlerken arkasından servis yoklaması alan hocanın konuşmasını duyabiliyordu. Yoklama alan hoca “Serdar burada, Ali burada, Nehir burada. Ayda da burada… Hah buldum o kişiyi Umay nerede çocuklar?” diye yoklama alıyordu.
Umay tam evin kapısındayken Özge’yle karşılaştı. Özge “Sen servisle gelmiyor muydun ablacığım?” diyerek Umay’ı darladı. Umay sadece “Çekil önümden bücürük. Bacak kadar boyunla beni sıkıştırmaya çalışma.” dedi. Özge ablasının planını anlamıştı. Umay hemen eve koşarak kapıyı açacaktı ki cebinde anahtarların olmadığını fark etti. Hemen aşağı inip anahtarlarını ararken Özge’nin elinde gördü. Özge sırıtarak ablasına “O mum alışverişine mi gideceksin yoksa kapıda annem gece 10.00’da eve dönene kadar bekleyecek misin abla?” dedi. Umay çaresiz kaldı ve mecburen Özge’den anahtarları alamadığı için annesiyle mum alışverişine gitmeye karar verdi.
Alışverişte, nedense Umay’ın gözüne bir mum çarptı ve annesi indirimli mumlara kendini kaptırmışken kasiyere mumun kaç lira olduğunu sordu. Kasiyer “Siz ay desenli mumu almaya emin misiniz? O mum yıllardır orada ve hiç kimse dokunmadı bile. O mumun nereden mağazamıza geldiği bilinmiyor ama lanetli olduğu söyleniyor.” dedi. Umay bu denilenleri umursamadan “Bu mumu almak istediğime eminim ve lanetine falan inanmıyorum, alacağım.” dedi. Kasiyer Umay’a korku dolu gözlerle bakarak mumu paketlemeye başladı. Sonunda alışveriş bitmişti.
Özge evde televizyon izliyordu. Ablasının mum alışverişinden mutlu döndüğünü görünce şaşırdı. Özge hemen ablasına “O mum senin mi? Çok güzelmiş. Keşke ben de gelseydim. Annem bana mum almadı mı?” dedi tek nefeste. Umay sadece “Keşke gelseydin de bu mumu sen alsaydın o zaman Özgeciğim.” dedi. Annesi “Hadi o zaman mumu açın bakalım! Hemen yakın da mumu hevesinizi biraz da olsa alın.” dedi. Umay mumu yaktı ve Özge’yle beraber izlemeye başladılar.
Özge de yorulup yatağına gitti ve evdeki herkes uyuduktan sonra Umay kitap okumaya karar verdi. Kitabını okumayı bitirip mumu söndürdükten sonra havaya mavi tozlar saçılmaya başladı. Nedense Umay salonda yani mumun olduğu yerde uyumaya karar verdi. Uyurken acayip kötü kabuslar gördü ve gecenin 2’sinde uyandı. Tekrar uyudu, tekrar uyandı, tekrar uyudu, tekrar uyandı derken sabah olmuştu. Aldığı mumun lanetli olduğuna sadece kabuslar görerek ikna olmuştu Umay.
Sabah erkenden mumu çöpe attı Umay ve sabah 7.00’ye kadar güzel bir uyku çekti. Annesi onu okul için uyandırdığında “Neden mumunu çöpe attın Umay? Beğenmedin mi yoksa?” dedi. Umay uykulu gözlerle “Her ne olduysa ben mumları üflediğim zaman oldu.” diyebildi. Annesi ne olduğunu anlayamadı ama sadece Umay’ın uykulu olduğundan böyle saçmaladığını düşündü.