Her insan doğduğu andan itibaren bir yere ait olur ve doğduğumuz yeri kendimiz seçemeyiz . Aynı toplumda doğan insanların en büyük özelliği aynı coğrafyayı paylaşmalarıdır bu nedenden dolayı “Coğrafya Kaderdir.” fikrine katılıyorum. Bazen çevremizden “Ben burada doğmasaydım hayatım çok farklı olabilirdi” gibi cümleler duyabiliyoruz.Ama bu düşünceye katılmıyorum sonuçta kimse doğacağı yere karar veremiyor ama yaşayacağı hayata karar verebiliyor. Aramızdan bazıları yaşamak istediği hayata ulaşabilirken bazıları ise ulaşamadığı hayat için doğduğu yeri,coğrafyasını suçluyor.Aslında doğdumuz yeri suçlamak yapabileceğimiz en kolay davranış. Bunları söyleyen insanlar her ne kadar bunu inkar etse de insan için memleketi hayatının temel taşıdır.
Memleket sevgisi her insan için farklı şeyler ifade etse de konu memleket olunca inanlar tek yürek olur. Geçmişte bununla ilgili çok fazla şey yaşandı. Gerek Kurtuluş Savaşında Gerek Çanakkale savaşı gerek şarkılarımızda bunları görebiliriz. Memleket sevgisi insanlar arasında tatlı atışmalara neden olsa da bazen bu durum korkunç sonuçlar doğurabiliyor ve bizler insanları doğdukları cografya yuzunden yargılayıp onları incitebiliyoruz ama unuttuğumuz bir şey var. Kimse doğacağı yeri seçemiyor ki seçebilseydik bile insanları coğrafyası ile yargılayamayız. Bu durumdan kurtulmamız lazım ve bu durumdan kurtulmak için insanları nerenin vatandaşı olduğuyla ilgilenmek yerine hepimiz aynı gezegende yaşadığını ve aynı gezegende sıkışıp kaldığımızı unutmamalıyız.Bu durumu kısaca açıklamak gerekirse “Bir insanın ülkesini sevmesi, takdir edilecek bir şey. Ama sevgi neden sınırda bitmek zorunda ?” diyen Pablo Casals’ın bu sözünü kullanabiliriz aslında bu kısacık cümle yapmamız gereken her şeyi öyle net bir şekilde anlatıyor ki. Bu cümleden anlabileceğimiz gibi sevgimizin sınırda bitmesi ırkçılık yaptığımız anlamınada da geliyor. Örneğin: Bir insan Afrikada doğması ya da bir diğerinin Kanadada doğmasından etkilenmemliyiz.
Sonuç olarak insanları ancak kendi yaptığı seçimler konusunda değerlendirebiliriz, seçemedikleri şeyler konusunda değil ve insanlar dilleri, dinleri, doğdukları eğitimi gibi konularda yargılamamalıyız çünkü her insan özeldir ve her insana olduğu haliyle saygı duymak zorundayız. Unutmamamız gereken bir diğer şey ise hepimizin aynı dünyada yaşadığı ve ikinci bir dünya olmadığı .Aslına bakarsak bizi biz yapan şeyler farklılıklarımız, kendi farklılıklarImızla nasIl gurur duyuyorsak diğer insanların farklılıklarıyla da gurur duyup iyi bir gelecek için bu yolu birlikte yürümeliyiz.Kısacası dünyamızın geleceği için din, dil,ırk ayrımı yapmadan kardeşçe yaşamayı,savaşaların son bulmasını gelecek nesi,llere öğretmemeliyiz ancak bu değerleri unutmazsak bu dünyada yaşayabiliriz.
