Soğuk bir kış günüydü, gökyüzünü bulutlar kaplamış yağmur yağıyordu. Ben de camın kenarında oturup camdan dışarıyı izliyordum
Canım çok sıkılmıştı biraz dışarıda dolaşmanın bana iyi geleceğini düşündüm ve bir şemsiye alıp dışarı çıktım. Dışarıda biraz gezdim ama bir şey fark etmedi yine canım çok sıkkındı, ben de şemsiyeyi bıraktım. Yağmurun altında dolaşmak ne güzeldi, her yerim ıslanmıştı ama ben sorun etmedim arkadaşlarımdan birinin evine gittim ve saçımı orada kuruttum, arkadaşımı da dışarı çağırdım ama cevap vermedi. Demek istediğim ağzını oynatıyordu fakat ses gelmiyordu “Hoşça kalın, gitmem lazım!” deyip şemsiyemle beraber çıktım fakat hiçbir yerden ses gelmiyordu, sadece bir yardım çığlığı duyuluyordu. O an anladım ki bütün dünya sessizliğe bürünmüştü. Bu yardım çığlığını bir tek ben mi duyuyordum? Sanırım duyan bir tek ben ve o kalmıştık. Ses bizim sitemizden geliyordu oraya gittim ve tanımadığım bir kızı gördüm. Bana “Sen duyabiliyor musun?” diye sordu, ben başımı sallayarak cevap verdim. O da çok sevinmiş gibiydi. Kız bana “Hey, hadi kalk saat geç oldu.” dedi.
Bir anda yatağımda olduğumu fark ettim. Meğerse bunların hepsi bir rüyaymış. O kadar rahatladım ki, sesi olmayan bir dünya hayal edemiyorum bile.