Sesiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiplerdir, çünkü onlar sadece sessiz gibi görünür ama aslında içinde kopan şiddetli ve karanlık fırtınaları sadece kendileri bilirler. Ayrıca onlar dışarıya kendileri hakkında çok fazla detay vermeyi sevmezler. Ve bu da onları sırlarla saklı bir sandığa benzetir.
Bana göre sesiz insanlar ne kadar sır kutusu gibi görünseler de aslında onlar başka insanların da sır kutularıdır . Çünkü sessiz insanlar etraflarında olup biten olayların genellikle sadece izleyicisi olmayı tercih ederler. Bu da onlara olaylardaki ince detaylarını fark etmelerini sağlar. Fakat sizce de bu onları yormaz mı ?
Ayrıca altmışlı yıllarda psikolog Hans Eysenk uyarılma teorisini ortaya attı. Bu teori sessiz insanların dışa dönük insanla göre daha farklı olduğu savunuyordu . Bu teoriyi 2012 yılında Harvard Üniversitesin’deki araştırmacılar bu teori hakkında daha ayrıntıya inmek istediler ve yaptıkları araştırmaya göre sessiz insanlar mutlu olmak için diğer insanlardan daha az dopamine ihtiyaç duyuyorlar. Ve kendilerini daha çok gözlemek için vakitleri olduğu için kendi hatalarını ve davranışlarının farkına varmalarına neden oluyor. Bu da onları daha uyumlu ve sakin insanlar haline getiriyor.
Bana kalırsa aynı zamanda sessiz insanlar aslında güçlü insanlar gibi de görünüyor. Çünkü hiçbir problemi, karşısındaki kişiye kendini bağırarak veya şiddet uygulayarak kanıtlamaya çalışmaz. Sadece sessizliği ile zaten dışarıya baştan beri kendini etrafına karşı kanıtlamış olur.
Fakat bu konuyu öz güven eksikliğinin bir sonucu olan sessizlik ile karıştırmamak gerekir. Çünkü öz güven eksikliğine sahip bir insanın asıl sessizliğinin nedeni kendini ifade ediş biçiminin olmayışıdır. Bu sırada ruhsal olarak sürekli kendilerini yıpratmaya başlarlar çünkü onlar kendilerini ifade etmek yerine aslında içlerinde küçük çaplı savaşlara neden olur. Bunun da nedeni aslında çok belli kendini karşı tarafa anlatamamak.
Tabii ki bu sonuçtan doğan sessizlik insanı daha çok yorar. Çünkü bu nedenden dolayı sessizliğe sahip olan insanlar genellikle hep yatmadan önce keşke bunu ona söyleseydim ya da keşke buna bu şekilde cevap verseydim diye düşünürler ve aslında bu onları sadece yorar.
Bir örnek verecek olursak bir kavga anını düşünün ortada büyük bir kargaşa var herkes ortaya bir şey atıyor ve bu kavganın ana karakterlerinden biri sizsiniz , haklısınız da . Fakat asla kendinizin haklı olduğunu dışarıya yansıtamıyorsunuz kendinizi savunamıyorsunuz. Bu sizi insanların gözünde haksız yapmaz mı? Ya da sizin hakkınızı sizin yerinize savunacak biri asla çıkmaz sonuçta her halükarda kaybeden taraf siz olursunuz
Sonuç olarak sessiz insanlar sadece dışarıya sessiz görünürler. Aslında her birinin kafasında onlar yerine konuşan birbirinden farklı ses vardır. O sesler her gün onlara eşlik ederken aynı zamanda yorar da. Bunun için bence her şeyde olduğu gibi bunun da tam ortasında olmak gerekir ne çok sessiz ne çok. Çünkü hiçbir zaman hiçbir şeyin fazlası yarar değildir.