Sessiz Yaşanan Acılar

Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu. Gerçi gecenin bir yarısı ağlasam da  kim fark edecekti. Koskoca bir mazi gözümde canalanır gibi oldu. Tüm güzel anılarımın olduğu yerler yerle birdi. Dayanacak bir duvarım bile kalmamıştı. Her sabah işe giderken önünden geçtiğim içinde cıvıl cıvıl çocukların koşarak oynadığı park şu an evi yıkılan insanların evi olmuştu. Geçen zamana rağmen insanlar sevdiklerinin umuduyla hala bir mucize bekliyorlardı. Kimsenin elinden birşey gelmiyordu. Her ailesine kavuşan insan başka bir aile için yepyeni bir umut oluyordu. Herkes varını yoğunu ortaya koymuş bir şekilde yaraları sarmaya çalışıyordu.

Bu durumda akıllara gelen ilk soru bu olanların sorumlusunun kim olduğuydu. Depremin doğal bir afet olduğunu herkes biliyordu. Ama yıkıcı olan şeyin deprem değil sorumsuzca yapılan binalar olduğu ise  su götürmez bir gerçekti. Dünyanın bir çok yerinde sıklıkla deprem meydana geliyor.  Deprem diyince akla ilk gelen örneklerden biri Japonya. Japonya aktif bir fay hattınının üzerinde yer alan bir ülke ve maalesef sıklıkla depreme maruz kalıyor . Bu depremler bazen 9 şiddetine kadar ulaşabiliyor. Ama ülkede alınan ve uygulana önlemler sayesinde en şiddetli depremlerde bile can kaybını en aza indirebiliyorlar. En önemli şeylerden biri ise bilinçli bir toplum yetiştirmek. Yıllaradır bu tarz önlemler hep söyleniyor ama çoğu insan bu tarz söylemlere aldırış bile etmiyor. Bu umursamazlıklar yüzünden de birçok insan ailesini kaybediyor.

Bir süre önce yanımda olan arkadaşlarım, ailem şu an yanımda değiller ve geri gelmeyecekler. Benim bu çaresizlikle yaşamaya alışmam ne kadar sürecek onu bile bilmiyorum. Tek bildiğim şey evimi okulumu sevdiklerimi benden alan şeyin deprem değil para uğruna yapılan o binalar olduğu. Herkes tarafından bilinen gerçekler daha fazla ne kadar üstü kaptılmaya devam edilcek acaba? O masum insanların canları üç kuruş daha fazla para uğruna hiçe sayıldı. Bu izinsiz evleri yapan insanların umarım vicdanları rahat değildir. Binlerce insan yıkılan o binaların altında yardım bekledi, sesleri duyulduğu halde kimse yardımlarına koşmadı. Herkes bir film izlermiş gibi köşesine geçip izledi olup biteni. İzlemekle kalmayıp canı yanan tüm insanları susmaya zorladılar. Konuşmaya çalışanların sesi olmadılar. Ben de hiç bir şeyi değiştirmeyeceğini bildiğim halde sustum. Belki yanlıştı yapmamam gerekiyordu, susmamam gerekiyordu ama sustum. Tüm acılarımı kendi içime attım, başka bir çarem yoktu aslında. Ben de o gün her giden sevdiğimle birlikte gittim. Sadece fiziksel olarak burdaydım kalbim hep o enkazın altındaydı. Tüm acılarımı istemesem de hep içime attım, her şeyi içimde yaşadım. Belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla.

 

 

 

 

 

 

(Visited 10 times, 1 visits today)