Sessiz Haykırışlar

Baharın başındaydık ağaçlar çiçeklenmeye başlamışken o güzel kokuları burnuma doğru geliyordu. Her sabah olduğu gibi köpeğim ile beraber kısa bir yürüyüşe çıkmıştım. O sabah mahallemize farklı bir hava bürünmüştü. Bir an kendimi benim küçük ve sevimli mahallemde değilmişim de, o bina yığınlarının arasındaymışım gibi hissetmiştim. Ben düşüncelere dalıp fazla ilerlemişken bir kaç havlama sesi ile irkildim etrafıma baktığımda mahalleden çok uzaklaştığımızı ve alt mahallenin girişine doğru geldiğimizi gördüm. Gelmişken muhtar Osman amcaya bakmak istedim ama muhtarlığı göremiyordum bir andan da köpeğim havlıyordu ,sanki beni  buraya o getirmiş de bana bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. Onu ilk defa öyle görmüştüm. Bir merak uyandırmıştı  içimde. Ben yine düşüncelere dalmışken bu sefer beni ürküten köpeğimin havlama  sesi değil alt  mahallemizde başlattıkları çalışmalardı. Durdum bir an ,sadece durdum. Düşünmek isterdim ama olmadı şehirden kaçıp kurtulmak isterken bir anda kendimi şehir hayatının içinde bulmak, bu düşünce…  Her düşündüğümde tüylerim diken diken oluyordu. Sonra Osman amcanın muhtarlığının beyaz duvarları üzerindeki mavi demirlerini gördüm.

uzağa bakan çocuk resmi ile ilgili görsel sonucu

Demirler sökülmüş, muhtarlık ise yıkılmıştı. Ben demirlere doğru bakarken bir adam yaklaştı yanıma merhaba dedi bana , baktım ve merhaba dedim kafasında sarı baretiyle duran takım elbiseli adama. Neden demirlere bakıyorsun ? diye sordu bana , cevap hakkı tanımadan da devam etti yoksa sen de mi buranın şehir hayatıyla birleşeceği için sevindin ? Durdum önce bir anda bir esinti hissettim tenimde sonrasında gelen yağmur tanelerinin beraberinde sordum ona Neden koca binalar sizi  mutlu ediyor ? Ben de cevap hakkı tanımadım ona ve devam ettim, Neden kendi şehriniz size yetmiyor da mavi demirli muhtarlığa sahip bir mahalleye 30 kat dikince mutlu oluyorsunuz ? Yağmur iyice hızlanınca evime geri döndüm. Usulca camdan mahalledeki sessizliği izliyordum. O an tekrar düşünmeye başladım… Yoksa bütün dünya bir sessizliğe bürünmüştü de bu yardım çığlıklarını bir tek ben mi duyuyorum ? Odama güneş giriyordu sabah olmuştu yaşadıklarımı o kadar derin hissetmiştim ki hemen köpeğimi alıp dışarı çıktım her şey normaldi. Dedikoducu teyzeleri,tavla oynayan amcalar,oyun oynayan çocuklar. Şimdi bu tatlı ve sıcak mahalleyi ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha çok iyi anladım.

(Visited 250 times, 1 visits today)