Yaşım yetişkin grubuna girmemesine rağmen şimdiye kadar çok insan gördüğümü söyleyebilirim. Çünkü insanları görmenin, anlamanın ya da kısaca insan sarrafı olmanın yaşla alakalı değil zeka ve düşünme kabiliyetini kullanmayla alakalı olduğuna inanıyorum. Eğer zeka ve düşünme kabiliyetinizi bir grup haline getirirseniz insanların tek sözünden, belki küçük bir mimik ya da jestinden size bundan sonraki zamanlarda neler diyebileceğini ya da size nasıl davranabileceğini tahmin etmek ve bu tahminleri de tutturmakta zorlanmayacağınızı söyleyebilirim. Bunun yolu tabii ki yalnızca düşünmekten geçiyor yani zeka burada sadece bir figüran. Ancak elbette biliyoruz ki bir dizide çoğu sahnede figüran olmazsa o dizi tutmaz.
Bu gördüğüm insan tiplerinin birinden bahsedeceğim sizlere . Ben sessiz insanların tehlikeli olabileceğini düşünüyorum ve bence buna çok konuşan ya da öylesine konuşan insanların karşısında susmayı tercih edenler de dahil. Çünkü onlar düşünenlerdir. Aslında burada zekanın pek bir önemi kalmıyor. Fakat konumuz zekanın nerede ne işe yaradığı değil. Meselemiz düşünmek , aklında gelmiş ya da geçmiş sahneleri teker teker oynatmak, mantık kurmak. Elbette bazı cidden zeki ve düşünen insanlar da dışa dönük olabilirler ancak sessiz insanlar kadar düşünemediklerine yemin edebilirim fakat kanıtlayamam.
Eğer kitap okumayı seviyorsanız hele ki Dostoyevski, Stefan Zweag gibi isimleri okuyorsanız bilirsiniz. Kitaplarından birini okuyup şöyle bir kenara bırakıp ara verdiğinizde ağzınızı koca bir bilinçlilik kapatıyor gibi olur. Öylece susar etrafa bakarsınız ve de bakmakla kalmaz delirmişcesine düşünürsünüz. Her şeyi ama her şeyi… İşte bahsettiğim insanlar her zaman böyleler. Biz bu kitapların birinden sonra böylesine her şeyi düşünürken onlar her an her şeyi sürekli ama sürekli düşündükleri için sessizler. Kafalarında öyle büyük bir tufan oluyor ki dışa vurmaya hangi güç yetebilir ?
Onlar sadece düşündüklerini değil korkularını, ağlayışlarını, gülüşlerini , görüntülerini en çok da saçma bulduklarını aklının içinde döndürür durur. Bundandır susuşları. Çünkü kimse onlar gibi düşünmüyor, kimse onlar kadar düşünmüyor belki de düşünemiyor ve bunu da biliyorlar hem de yalnızca izleyerek. Çünkü sıradan insanlardan farklı olduklarını onların dediği tek sözden, bir bakıştan, küçük herhangi bir mimikten anlayabiliyorlar. O insanların olayı budur.
Sürekli konuşan insanlar onlara komik gelir. Bir de sürekli konuşup zeki olduklarını savunanlar. Ancak onlar yine de susar ve yine bir şey söylemezler. Şimdi en önemli noktayı söyleyeceğim : Çünkü onlar öylesine zekiler, öylesine düşünürler ve bu yüzden öylesine iyi gözlemleyici olmuşlardır ki , diğer insanların onlara karşı kulağını tıkayacaklarını bilirler. Bunun sebebi, bu sıradan insanlar sessiz insanları sustukları için görmüyor ya da düşünmeye yeltenmiyor sanırlar. Ne acınasılar değil mi(!)
Eğer bir gün sessiz birini görürseniz onu izleyin. Emin olun o sizi fark edecektir. Sizin onu anlayabileceğini düşünürse çok şanslısınız ki hayatınızda çok değerli bir dostunuz olmuş olacak !