Sessiz Çığlıklar

“ Sabahın ilk ışıkları, kurumuş palmiye yapraklarından yaptığımız çatıdan yüzüme düşüp beni uyandırmıştı. Burada gün erken başlardı, herkesin yapması gereken işleri görevleri vardı, geç uyanmak söz konusu bile olamazdı. “diye başlamıştım günlüğüme.

 

Günlüğümü, dört evin arasındaki giysilerin asılı olduğu o çamurdan bahçede yazardım hep. Çünkü bizim küçük köyümüzde başka hiçbir yerde ışık yoktu. Ve o günümü baştan yazmaya başladım; şöyle de bir huyum vardı  her sayfaya kim olduğumu, nerede yaşadığımı ,neler yaptığımı yazmayı unutmuyordum belki bir gün birilerinin eline geçer diye. Ben Wiliam, Kenya’da üç kardeşim ve ailemle bir evde yaşıyoruz. Sabahın ilk ışıkları, kurumuş palmiye yapraklarından yaptığımız çatıdan yüzüme düşüp beni uyandırmıştı. Burada gün erken başlardı, herkesin yapması gereken işleri görevleri vardı, geç uyanmak söz konusu bile olamazdı. Bizim köyümüze şebeke suyu gelmiyor şebeke suyu olan sadece bir ev var bütün köy şişe şişe oradan su satın alıyoruz. Sabahları okula giderken ağaçlardaki meyvelerden yiyoruz bu bizim kahvaltımız oluyor. Her sabah olduğu gibi bugün de okula giderken köyün en yaşlılarından biri olan Kemab ‘ın yanına uğradım, o 87 yaşında ve geçimini sağlamak için ağaçlardan topladığı meyvelerden turşu yapıyor. O gün bütün yaptığı turşuları satabilirse günün sonunda 1 doları oluyor. Okulumuz evimize çok uzak olduğundan her gün kardeşlerimle birlikte bir buçuk saat yürümemiz gerekiyor.Okula gittiğimde öğretmenimiz bugün salgın hastalık yüzünden bizim sınıftan 50 kişinin okula gelemediğini söyledi.Sınıfımız 200 kişi ve hepimiz yerlere yan yana oturuyoruz dolayısıyla biri hasta olunca bütün sınıf  hastalanıyor.Okuldan sonra eve dönerken çok acıkmıştım hiçbir şey yememiştim neredeyse.:):) Bizim evde genelde akşamları yemek olarak lapa pilavı olurdu bazen şanslıysak da yerel bir yiyecek olan bazlama olurdu .Son birkaç aydır akşam yemeklerinde meyve yiyip su içiyoruz. Annem ve babamın işleri çok iyi gitmiyordu bir süredir. Hatta kardeşim Coco –yaramaz ve en küçüğümüz olan- o kadar zayıf ki dışarıdan kemikleri bile sayılabiliyor.Yaklaşık 3 ay önce bebek olan kardeşimi kaybettik çünkü annemin ona yiyecek alacak parası yoktu.Akşam olmuştu bile biz köyün bütün çocukları ışık olan çamurlu bahçede ödevlerimizi yapıyorduk.Yine aynı akşam Kemab’ın  biz onun yanından ayrıldıktan sonra açlıktan öldüğünü öğrendik.Parası olmadığından yemek alamayıp ölmüştü.Bu acı haber beni çok üzmüştü,işte Kenya böyle bir yerdi :insanların açlıktan can verdiği…

O gece yatağa gözümde yaşlarla ve karnım guruldayarak yattım hemen uyumalıydım ama uyuyamayacak kadar çok da açtım. Gözlerimi kapatıp yarın akşam kardeşlerimle sıcak lapa yediğimizi hayal ederek uykuya dalmıştım. Bunlar bizim yardım bağırışlarımızdı ,bunlar bizim çığlıklarımızdı. Sessiz çığlıklarımız…

(Visited 70 times, 1 visits today)