Ses Ver Neredesin?

Bugün her sabah olduğundan daha erken kalktım. Penceremden sıza ışık odamı aydınlatmaya yetiyordu. Aynı zamanda saçımdan gelen buram buram şampuan kokusu bana bir nebze de olsa sakinlik ve huzur getiriyordu. Ayılabilmek için yatağımdan kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Annemin mutfakta olduğu gelen közlenmiş biber kokusundan belliydi ve görünen o ki, ağabeyim daha uyanmamıştı. Mutfağa girip anneme günaydın dedikten sonra anneöin isteği üzeerine ağabeyimi uyandırmaya odasına gittim; birkaç kez kapısını tıklattıktan sonra içeri girdim ama ağabeyim odasında değildi. Duşa girmiş olabileceğini düşünerek odasından çıktım ve tekrar mutfağa döndüm. Biz annemle kahvaltımızı bitirmek üzereyken telefon çaldı ve odadaki sessizlik bozuldu. Her geçen saniye annemin yüzü kaskatı kesiliyordu. Birkaç dakika sonra telefon konuşması bittiğinde beti benzi atmıştı. Bense alacağım ceveptan korktuğumdan ağzımı açıp tek kelime edemiyordum.

Her gün olduğu gibi hayata lanet okuyarak kalktım yatağımdan. Bugün günlerden cumartesi olmasına rağmen yine okula gidecektim. Bunun yanısıra ağabeyim bir haftadır eve gelmeyi bırak; telefonlarımızı bile açmıyordu ve ondan hiçbir şekilde haber alamıyorduk. Bugün de ağabeyimin nerede olduğunu düşüneceğim sıradan bir okul günü olacaktı. Hızlı bir şekilde üstümü değiştirip evden çıktım. Otobüsü kaçırdığımdan okula yürümek zorundaydım yine. Yürüdüğüm 15-20 dakikanın ardından arkamdan yürüyen ve ara ara sanki onu görmemeliymişim gibi saklanmaya çalışan birini gördüm. Doğruyu söylemek gerekirse biraz ürkmüştüm. Bunu umursamayıp yürümeye devam ettim. Yaklaşık 15 dakika sonra okula varmıştım. Dakikalar dakikaları kovaladı, dersler başlayıp bitti ve benim yaptığım tek şey ağabeyimi düşünmekti. Umutsuz bir şekilde cebimden telefonumu çıkardım ve ağabeyimi aradım. Çaldı, çaldı, çaldı ve tam bir hafta sonra onun sesini duydum. Ama bağırıyordu, hatta çığlık atarcasına bağırıyordu. Sanki zor bir durumdaymış ama çok çaresizmiş gibi geliyordu sesi. Ben onun sesini ilk defa bu kadar çaresiz duyuyordum. Anlamıştım, iyi değildi ve zor durumdaydı. Telefonu bir cesaretle elime aldım ve adını söyledim. Bu sefer bana karşılık veren bir yabancının sesiydi. Bu sesi daha önce hiç duymadığıma emindim. Ağzıma gelen kelimeleri birleştirerek cümleler kurdum telefona karşı, mantıklı mı mantıksız mı dikkat etmedim bile. Aldığım yanıt ise sinir bozucu kahkahalardı. Duyduğum kahkahalar beynimin içinde yankı yaparken, bilincimi kaybettiğimi hissettim. Telefon elimden kayıp düşerken “Ses ver ağabey nerdesin?” dedim gözlerimi açık tutmaya çalışırken.

Duyduğum tek şey ise ağabeyimin çığlıklar içinde bağırışı oldu, “Sakın dokunma ona!”.

(Visited 35 times, 1 visits today)