Savaşı Sonlandırmak

“Savaş zorla dayatılmış bir ölüm oyunudur. Tek gayesi toprak kazanıp kaybetmek olan savaşın sonuçları bir ömür etkisini göstermektedir. Savaş süresince her bir bireyin sarf edeceği onca emek, onca çaba; askerlerin uğrunda dökeceği onca kan, verilecek onca can daha farklı amaçlar uğruna kullanılabilirse ülke için o kadar faydalı olur. Bir ülkenin kendisine katkı sağlayabileceği en önemli hususlardan bir tanesi ülke çapında gelişip ilim sahibi olarak halkın huzurlu bir yaşam sürebilmesini sağlamaktır. Ülke düzeninin bozulması ve halkın olası farklı düşünceler uğruna parçalanması söz konusu olduğunda iç refah bozulur. Ülkenin iç refahı, ülkenin sağlam ve dayanışma altında kendini sürdürebilmesi açısından çok önemli bir rol oynar. Dayanışma sayesinde geçmişte sıfırdan yaratılmış ve kurtarılmış bir devlet aynı rota üzerinden devam edip başarılarını sürdürebilir. Bir savaş durdurmak, dayanışma sayesinde kazanılabilecek en güzel zaferlerden bir tanesidir. ‘Halkın kendisi savaşa gitmeyi reddetmedikçe hiçbir şey savaşı bitiremez.’ diyen Albert Einstein önemli bir hususa imza atmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti adı altında yaşamını sürdüren bir millet olarak öncelikli amacımız çocuklarla gençlerin eğitimini en doğru ve verimli bir şekilde tamamlamasıdır. Okumuş, bilgi sahibi ve mantık çerçevesi adı altında yetiştirilmiş bir Türk milleti karşısında kalıcı olarak durabilecek bir millet yoktur. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de düşündüğü üzere; ‘Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır.’

Herhangi bir insanın sahip olabileceği en önemli ve en değerli erdem vicdana sahip olup onu yeri geldiğinde dinleyerek ona göre en doğru şekilde hareket edebilmesidir. İşlenmiş suçlar, başlatılmış onca savaşlar insanların vicdanlarını dinlemeden yaratabilecekleri en korkunç durumlardır. Bir süre sonra her savaş sonunda ne kadar fiziksel yara bırakmış olursa olsun sona erer ama geride bıraktığı o vicdan mahkemesi hiç kaybolmaz. Haksız yere başlatılan savaşların sonunda umarım herkes kendi vicdan mahkemesi sayesinde geride ne gibi yıkımlar yarattığını görebilir ve pişmanlıkları ömür boyu devam eder. Gandhi, ‘Adliye mahkemelerinden daha yüksek bir mahkeme vardır, o da vicdan mahkemesidir. Diğer tüm mahkemelerin yerine geçer.’ sözleriyle vicdanın bir suç olan savaşın mantığı açısından önemini vurgular.

Özetle bir savaşı ancak dayanışma içerisindeki bir millet ya da birlik içerisindeki büyük bir insan grubu sona erdirebilir. Savaşlar sonucu evsiz kalan insanlar, mezun veremeyen okullar veya ailesini kaybeden parçalanmış ve geriye hiçbir şey kalmamış bir tablo ortaya çıkıyor. Bunların hepsine son verebilmek dünya adına yapılabilecek çok önemli bir adımdır. Bu durum hususunda ses çıkarmalı ve asla sessiz kalmamalıyız. Düşüncelerime Stefan Zweig’in sözleriyle devam edip ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle sonlandırmak isterim. ‘Birisi barışı başlatmalı, savaşı başlattığı gibi!’ ve en değerlisi ‘Yurtta sulh cihanda sulh!’ demişler.”

 

(Visited 12 times, 1 visits today)