Ben Geraldine 17 yaşımı tam olarak doldurmamış normal düzeyde bir ailenin ilk kızıyım.Öncelikle şunu söylemek isterim ki bu kadınların zafer öyküsüdür.Yıl 1989 ve Peru da olacak iç savaşın fitili ateşlenmek üzere. Peru şuan oligarşi ile yönetiliyor aslında yönetilemiyor desek daha doğru olur.Başkanlarımız arasında tartışmalar çıktı ve başkanlar ayrılınca ülkede 2 ye bölündü.Başkanlardan kadın olan Mishel Marac diğer 2 erkek başkan Joel Sitop ve Darwin Krtaop isimli başkanlarımız arasında olacak bu mücadele.Erkek başkanlar bir olmuş kadın başkanımız tek kalmıştı.
Bir sabah 6 sularında kapımız şiddetli bir biçimde çalındı babam eline aldığı İsveç Çakısı ile kapının deliğinden baktı bir anda irkildi ve hemen yan askıdaki paltosunun cebine koydu çakıyı ardından kapıyı ani bir hareketle açtı. Ben ve kardeşim odalarımızın kapılarına bitişik bir şekilde olup bitenleri izliyorduk,kalın bir ses yükseldi ” Bayım birkaç dakikanızı alabilir miyim” dedi asker babam bize gözleriyle alt katı işaret etti ve alt kata gidip televizyonu açmamızı istiyordu anlaşılan.Koşar adım aşağıya inip kumandanın düğmesine bastık annem kız kardeşim ve ben televizyona bakıyorduk Joel Sitop ve Darwin Krtaop “ülke resmen ikiye ayrılmıştır”dediler sesleri kulaklarımda yankılanıyordu tekrar tekrar ve tekrar bir anda gözlerim karardı.Bayılmıştım yaklaşık 10 dakika sonra uyandım annem ağlıyor kardeşim öylece bir köşeye çekilmiş duruyordu ben bayıldıktan sonra babam bir not bırakmış ve babamı götürmüşler not da babam her şeyi özetlemiş ülke 2 ayrılmıştı ama akıl almaz bir şekilde kadın başkanın tarafında sadece kadınlar, erkek başkanların tarafında sadece erkekler vardı. Herkes savaşmak istiyordu. Kadınlara verilen bölge Cuzco ve alt kısmı, diğer topraklar erkeklere aitti.Savaş yarın başlıyordu,evimizin çatısına çıkıp sadece düşündüm.Sırtımda bir ağrıyla uyandım evet tahmin ettiğiniz gibi çatıda uyumuşum.Aşağı atladım eve pencereden girip alt kattaki televizyonu açtım Joel Sitop açıklama yapıyordu “Bu savaşı yapmayı istediklerine eminlerse kendileri bilirler lakin yapacağımız bu eyleme savaş demek için bin şahit gerek”dedi ve kamuoyu gülmeye başladı.O kadar sinirlenmiştim ki o an onu öldürmek istedim.Sinirimi yatıştırmak için biraz dolaşmaya çıkacaktım ki o anda kapımız çalındı bir kadın bize silah vermek için gelmişti.Silahımızı aldık ve kapıyı kapattık.Daha önce hiç silah kullanmamıştım inceledim ama hiçbir şey anlamamıştım.Bir araba bizi almaya geldi bizi savaşa götürüyordu evet belki ömrümün sonu belki devamıydı,aklımdan yüz binlerce olasılık geçip gidiyordu savaşmaya gittiğimiz yer Cuzco dan 20 dakika kadar uzaktaydı .Savaşın başlamasına saniyeler vardı erkekler hafife alıyordu kadınları ama kadınlar yani biz umudumuzu hiç yitirmiyorduk.Onların sayısı bizim sayımızdan kat ve kat çoktu bizde savaş alanındaki binaların tepesine dağıldık ve onların gelmesini bekledik.Onlar geldiğinde bizim korkudan gelmediğimizi sanıyorlardı fakat biz binalarla onların etrafını sarmıştık bile onlara silah tutuyorduk ama onlar hiçbir şey yapamıyordu çünkü bizim kaybettiğimizi sandıkları için silahlarını atıp kutlamaya başlamışlardı teslim oldular hep beraber aşağı inip onları silah doğrultmaktan bir an bile vazgeçmedik.Başkanlardan Joel Sitop intihar etmişti çünkü o dönemde kadınlara karşı savaş kaybettiğini dünya duyacağı için utanmaktansa ölümü tercih etmişti ne kadarda gülünç.Darwin Krtaop ise onları öldürmemiz ve antlaşma imzalamamız için yalvarıyordu.Etrafta gözümle babamı arıyordum bulamadım Darwin e sorduğumda” baban kim” dedi bende “Jhone İskoe” dedim ve dedi ki “O ÖLDÜ” sadece gözlerinin içine bakıyordum bakıyordum ve bakıyordum “hayır hayır bu imkansız” diye bağrıyordum ,ağlıyordum, ölüyordum..Kaltım ve şuan hastane yatağındayım bunların bir rüya olduğunu umuyordum ki Mishel Marac yanıma geldi.”Babama ne oldu?” dedim güçlükle,derin bir nefes aldı ve “Sizinle savaşmamak için cennete gitti”dedi o anda acının tatlı bir gülümsemesi olmuştu yüzümde.Çoğu kişi için “BEKLENMEDİK BİR ZAFERDİ” bütün bu yaşanalar ama benim için “BEKLENMEDİK BİR KAYIPTI”…