Savaş Atları

Belkide atları çok sevdiğimdendir ; ama ben bu kitaba bayıldım.

Dünya’ya açmıştı küçük gözlerini at. Yorgun, üzgün ve uyku dolu bakışlar atmıştı küçük at yavrusuna. Belkide bir daha onu göremeyecek bakışlarla. bütün  maceralar sanki o bakışla başlamıştı.

Minik at annesinin bakışından sonra sanki annesinden ayrılacağını anlmıştı. Bir adam o yarış atını almıştı ama isteyerek değil iddağaya girerek almıştı o atı. Adamın birde küçük bir oğlu var idi Albert adında, adam o atı sevmese bile oğlu atın bakşlarından anlamıştı çok gülü kuvvetli bir at olduğunu. Başka bir atları daha vardı Zoey adında. Çok yaşlı bir attı Zoey. Albert minik atın adını Joey koymak istedi çünkü Zoey ile bağlantılıydı.  aradan iki ay geçti ve ülkede savaş çıkcağı haberi geldi.Joey savaş çıkınca savaşta yardım için birine satıldı. Satıdığı kişi çok iyi kalpli biriydi. O nun bir arkadaşı var idi hatta ikiside birlikte savaşmışlardı fakat bir gün sahibi ile savaşırken adam ölmüş idi. Ondan sonra ise atı başka birine satmışlardı ve o sırada albert atını bulacağına dair yemin etmişti. satıldığı kişi bir dede idi ve onunda torunu vardı. Torununu ilk defa bu kadar mutlu görmüştü atı aldığında. kızın annesi babası abisi ölmştü bir tek dedesi vardı. Sonra bir gün gldi ve atı tekrar istediler bu sefer ise yeni bir askere onun üstüe binecekti. Asker pek iyi at kullanamıyordu ama çok iyi kalpli biriydi. asker de öldü bu sefer ise at bombaları ve getir götür işlerini yapacaktı ama bu işlerde çok zorlanıyor idi. Bir gün geldi ve atın kaçması gerekti düşmanlardan , yorgun ve çaresizdi. erzakların oraya giderken ayağı kopmak üzereydi ve gittiği hastanede ise albert var idi albert onu tedavi etmek için uğraştı ve amacına ulaştı. Sonra ise bu atların satılması gerekti ve bir dede onu alıp Alberte verdi

(Visited 148 times, 1 visits today)