Merhaba arkadaşlar, sizlerle yeni bir yazıda daha birlikteyiz. Bu yazımda sizlere satranç ve okuldaki satranç kulübünden bahsedeceğim.
Satrancın doğuşuna dair birçok rivayet vardır. Benim en çok hoşuma gideni sizlerle paylaşmak istiyorum. 570-600 yılları arasında Hindistan’da yaşayan rahiplerden birinin dönemin şahına bir ders vermek için bu oyunu icat ettiği söylenmektedir. Rahibin oyunla vermek istediği ders sen ne kadar önemli olursan ol askerlerin, vezirlerin, adamların olmadan bir işe yaramazsındır. Hediyeyi alan şah oyunu çok beğenir ve amacını anlamayıp rahibe bu hediye karşılığında dile benden ne dilersen demiş. Rahip halen ders almamış olan şaha ikinci bir ders vermek için satranç tahtasındaki her kare için bir avuç buğday istiyorum ama her karede bir öncekinin iki katı kadar buğday vereceksiniz demiş. Rahibin isteğini komik bulan şah hemen emir vermiş ama bir de bakmışlar ki rahibin isteğinin yerine getirilmesi mümkün değil. İsteği neden yerine getirmediklerini bulabildiniz mi? Eğer bulamadıysanız yazının sonunda sizlere cevabı vereceğim.
Satrancın nasıl oynandığı nelere dikkat edilmesi gerektiği bir başka yazının konusu olacak kadar uzun olduğu için bu yazıda bahsetmeyeceğim. Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Satrançtaki olası hamle sayısının, evrendeki yıldızlardan fazla olduğu söylenmektedir.
Ben bu karmaşık oyunu daha iyi oynayabilmek için bu yılın 2.döneminde okulumuzdaki satranç kulübüne girdim. Kulüpteki dersler çok eğlenceli. Birçok şey öğrendim. Bunlar arasında merdiven matı en sevdiklerimden biri. Kulüp arkadaşlarımla turnuvalar yapmakta sevdiğim şeyle arasında. Kulüp öğretmenime buradan çok teşekkür etmek istiyorum.
Yazının sonuna geldiğimize göre yukarıdaki sorunun cevabını verelim. 1. kare için 1, 2.kare için 2, 3.kare için 4 diyerek hesapladıklarında 64. kareye gelindiğinde bugünkü buğday üretim rakamlarına göre 1500 yıllık buğday üretimine denk gelecek kadar buğday vermeleri gerekiyormuş. Rahibin zekasına bir kere daha hayran oldunuz değil mi?