Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde denizin altında çok güzel deniz kızları yaşarmış. Bu deniz kızlarının her birinin çok görkemli şatoları varmış. Bu şatoların bazısı elmastan bazısı gümüş bazısı altınmış. Deniz kızlarının bazıları birbiriyle arkadaşmış. Ama bazıları birbirlerini sevmiyormuş. Yumi uzun , kızıl saçlı , yeşil gözlü bir deniz kızıymış. Yumi’nin şatosu buzdan yapılmış içinde bir sürü kelebek olan bir şatoymuş. Şatonun kapısı çatıya çok yakınmış. Şatonun dışında Yumi’nin fotoğrafı varmış. Şatonun ortasında kocaman bir heykel varmış. Bu heykelden rengarenk çikolatalar akıyormuş. Yumi canı istediği zaman arkadaşlarıyla bu şelaleden çikolata yiyormuş. Dışarda kanatları olan sihirli kedileri varmış. Bu şehirde kediler için bir okul varmış . Bu okulda deniz kızları sırasıyla derse giriyormuş. Bu okulda kediler uçmayı ve sihir yapmayı öğreniyorlarmış. Şehrin dışı çiçeklerle kaplıymış. Şehre mis gibi kokular yayılıyormuş. Bu şehri bazen insanlar ziyaret edebiliyorlarmış. Bu şehre deniz altıyla gelebiliyorlarmış. Suyun altında kocaman bir su parkı varmış. Deniz kızları ve hayvanlar burada eğleniyorlarmış. Su parkındaki bir havuz bitter çikolatadanmış. Yumi bu çikolataya bayılıyormuş. Bu şehir Şatolar Krallığı’ymış.
Şatolar Krallığı
(Visited 10 times, 1 visits today)