Bazenleri kendime bile anlatamadığım şeyleri insanlara anlatmayı deniyorum içten içe içimdeki bu keskin duygu darbelerini azda olsa yumuşatacağını düşünüyorum ancak hiç aynaya bakarken, insanların arasından geçerken boğazınızın düğümlendiğini sanki duygularınızla dolu çok derin bir havuzda dibe doğru battığınızı hissettiniz mi? Cevabınız ”hayır” ise bu hissiyatın nasıl bir şey olduğunu düşünmenizi istiyorum lakin bu yazıyı anlamanızı beklemem çok zor.Bu yüzden yeniden soruyorum ”Bunu duymaya hazır mısın?” . ”Ekimin son haftasıydı hayatımda hiç havanın bu kadar basık olduğunu görmemiştim sanki üzerime tonlarca yük yüklenmişti ve bu da haliyle beni baya bi yoruyordu.Evde sakin bir şekilde kahvemi doldururken burnumdan aşağıya bir şeyin süzüldüğünü hissettim ve bir anda kahvemin içine kıpkırmızı bir damla iniverdi, ardından feci bir baş ağrısı, doğruca tuvalete yürümeye başladım ancak ayaklarımın artık yürüyecek takati kalmamıştı ve gözlerim bir anda o anın yorgunluğuyla kapanıverdi.Gözümü açtığımda kendimi bembeyaz bir hastane odasında buldum yanımda çocukluk arkadaşım Ren vardı, benim doğrulmamla o da hafif uykusundan uyanıp bir anda sıçrayıverdi ve çok sinirli bir şekilde defalarca onu umursayıp umursamadığımı sordu yavaşça gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı, bense daha başıma neler geldiğinden habersiz onu izliyordum sonunda ona sarılarak onu sakinleştirmeyi başardım.Tartışmamızı bitirdikten sonra odaya bir doktor girdi ve yüzünde hafif bir tebessümle bana iyi olup olmadığımı sordu, ben de sakin bir şekilde iyi olduğumu söyledim ardından konuşmaya devam etti ”Buraya baygın ve yaralı bir şekilde getirildiğin için kan tahlillerini yapmak istedik sağolsun arkadaşın bu konuda bize yardımcı oldu eğer seni bu kadar erken bulmasaydı kan kaybın ciddi bir şekilde fazla olabilirdi ve bu da ölüme sebep olabilirdi.Senden kan tahlillerin çıkana kadar dinlenmeni rica ediyorum” hatırladığım kadarıyla bu sözcükleri kullanıp odadan ayrıldı, açıkçası içim ona baya ısınmıştı tatlı bir kadın olduğundan dolayı düşünüyorum.Akşama doğru arkadaşımdan hastaneden ayrılmasını ve dinlenmesini istedim malum yarın iş günüydü o da birazcık direndikten sonra evine gitti.Sakin bir şekilde kuşların uçuşlarını izliyordum gözlerimle görebildiğim en özgür canlı olduklarına kendimi inandırmıştım ve bir anda doktor içeri girdi doktorun yüzünde çok soluk bir ifade vardı söylediği ilk şey sakin olmamdı ve onu dikkatlice dinlememi istemesiydi ve bende dediği gibi yaptım birazcık konuştuktan sonra bana kan kanseri olduğumu söyledi gerisinde neler söylediğini hatırlamıyorum sanki bir anda dünya susmuştu önümde ağzı oynayan ancak bir türlü sesini duyamadığım bir insan vardı ama benim için bu sorun değildi asıl sorun hiçbir şey hissedemememdi Bir kaç hafta sonra doktorumla kemoterapiye başlamaya karar vermiştik ancak hâlâ bunun haberini kimseye vermemiştim çünkü benim için çok kötü hissedeceklerini ve bana acıyacaklarını biliyordum bu yüzden bunu onlara söylememeye karar verdim.Kemoterapiye başladıktan sonra kilo kaybetmeye başladım tenim eskisi kadar canlı değildi kurtulma olasılığımın düşük olduğunu biliyordum ancak yine de sevdiklerim için bu yola devam ediyordum.Doktor kontrolümden sonra arkadaşım Ren’i yemek yemeye davet etmiştim iş yolculuğu yüzünden yaklaşık 2 haftadır birbirimizi görmemiştik evime geldiğinde bana uzun uzun baktı sanki aynı ben değilmişim gibi bu da beni ona söyleyip söylememe tereddütüne düşürdü bu düşüncelerimden sıyrılıp yemeği hazırlamaya gittim o da eşyalarını odama götürmeye gitmişti yemeği hazırlarken bir anda hastane raporunu dolabıma koymadığımı hatırladığım anda hızlı adımlarla odama çıkmaya başladım ve en yakın arkadaşımı elinde gözyaşlarıyla hastane raporumu okurken buldum beni farkettiği zaman ilk söylediği şey bana ne zaman ona bunu söyleyeceğimi sormasıydı bense boğazım düğümlenmiş ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum çok fazla şey söylemek istiyordum ama hiçbirini söyleyemedim keşke söyleseydim diyorum, kendime vursam bir şekilde bir şey söyleseydim diyorum ancak geçmişi değiştiremeyiz.O hızlıca yanımdan uzaklaşıp dışarı çıkarken ben sadece yerimde duruyordum içimdeki duygular beni korkutuyordu hayatımda hiç olmadığı kadar çok korkuyordum.Ertesi gün telefonuma bir mesaj geldi ve bu mesajla en yakın arkadaşımın dün akşam yani kavga ettiğimiz gün evine giderken trafik kazasında öldüğünü öğrendim hissettiğim duyguları sözcüklerle anlatamam benim için imkansız bir şey ancak size şu cümleyi söyleyebilirim ”Keşke onun yerine ben ölmüş olsaydım.” Kemoterapi sayesinde doktorumla baya bi yakınlaşmıştık bu sayede onun karısını kanser yüzünden kaybettiğini öğrendim ve her fırsatta benim karısına ne kadar benzediğimi anlatıyordu, bu arada doktorum yaşlı bir kişide değildi ve en çok sevdiği kişiyi bu kadar erken kaybetmesine rağmen sapasağlamdı bu da onu anlamamı daha da çok zorlaştırıyordu.Arkadaşımı kaybettiğim günden sonra bu acı dolu süreci bitirmeye karar verdim ve kemoterapiyi sonlandırdım doktorum o kadar çok direndi ki sanki sevdiği bir insanı yeniden kaybetme korkusuyla bunları söylüyordu ancak empati yapacak gücüm kalmamıştı dünyayı artık eskisi gibi görmüyordum ve hiçbir gücün bunu değiştirebileceğine inanmıyordum.Son kez ailemin mezarını ziyaret etmeye karar verdim ancak çok ücra bir yer olduğu için oraya gidebileceğim hiçbir araç yoktu ve tanıdığım bir kişi de yoktu bende doktorumdan rica etmeye karar verdim ve onun kabul edeceğini zannetmememe rağmen kabul etti bu da açıkçası beni çok mutlu etmişti.Yolculuk biraz uzundu bu yüzden ertesi gün erkenden yola koyulduk arabada çalan sakin ve içimi ısındıran müzikle derin bir uykuya dalmıştım uyandığımda oraya varmıştık çok zayıf olduğum için düzgün yürüyemiyordum ve doktor da bana yardımcı oluyordu.Ailemin mezarına vardığımızda sanki onlarla görüşmemize çok az kaldığını bildiğim için üzüntü hissetmiyordum daha çok yıllarca biriken özlemdi içimdeki.Ertesi gün durumum iyice kötüleşmeye başlamıştı doktorum da ne yapacağını bilemiyordu ancak ısrarla hastaneye gitmek istemiyordum ve o da izin alıp son günlerimde benim yanımda olmaya karar vermişti, edindiğim çok iyi bir arkadaşı arkamda bırakacağım için hafif bir üzüntü vardı içimde ancak bu kurtulamayacağım bir sondu.Düşüncelerim hafif hafif havada uçuşurken tuhaf rüyalar görmeye başladım bu rüyalardan birisi Ren ile ilgiliydi.Rüyamda, onu gördüğüm için sevinirken o ise bana iyi davranmıyordu onun yanına gelmemi istemediği için böyle davrandığı çok açıktı ancak bir şey yapamazdım artık. Doktorla çok yakınlaşmıştık ne kadar tuhaf dimi hayatın sona ermek üzere ama o, sen uzanırken az kalan saçlarını tarıyor, doktor sana bir şey söyleyeyim mi? Şu anda hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum sanki aynı hastane odasındayım ve kuşların uçuşunu izliyorum ancak artık en özgür şeyin düşüncelerim olduğunu hissediyorum….”
Bana sıcak bir yaz gününde, bir kuşun hayat öyküsünü anlatacağını söylemişti ve son nefesini hikayesini bitirdikten dakikalar sonra verdi. Göz yaşlarım sel olup akacak gibi, en yakınım diyebileceğim çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim umarım bu yazıyı okumadan önce buna hazır olmuştunuz çünkü sizlere bunu anlatmam havuzun dibinden masmavi gökyüzünü görmemi sağladı ancak bir süre en çok sevdiğim mevsimin geldiğine sevinebileceğimi zannetmiyorum.