Günlerden bir gün bir saraya gidip kral ve kraliçeyi tanışmaya gitmiştik . Ben ve Ece çok heyecanlıydık. Sarayı ilk gördüğümüzde çok şaşırmıştık çünkü baya büyüktü . Sarayın dış görüşü baya mükemmeldi. Özellikle renklerine bayılmıştık .Yaklaşık 5 dakika falan sarayın dışını inceledik .Sonra içeri girmeye karar verdik . Baya asker korumalar vardı girişte . İçeri girmemizle baya şok olduk çünkü içerisi aşırı derecede güzeldi .İçerisin farklı , pozitif , tatlı bir enerjisi vardı . Biz içerisini baya beğendik . İçerisi baya büyüktü aklımdan ‘biz burayı nasıl gezicez umarım kaybolmayız ‘ diyordum . Etrafta bir sürü eşya, vazo, çalışan .tablo vardı . Saray o kadar büyüktü ki kral ve kraliçenin olduğu yeri bularken çok zorlandık. Kral ve kraliçeyi bulana kadar baya zaman harcadık çünkü baya büyük bir saraydı. Onları bulana kadar sarayın baya yerini keşfetmiştik. Saray o kadar güzel dizayn edilmişti ki anlatılcak gibi değildi. Biz çoğu yere bayıldık .Ben özellikle renklerine çok bayıldım o kadar uyumlu ve güzel bir görüntüsü vardı . Ece farklı bir koku olduğunu söyledi ama benim burnum tıkalıydı o yüzden kokuyu alamamıştım. Sarayı gezerken benim ilgimi en çok çeken şey odalar olmuştu daha doğrusu odalarının dekarasyonu ve kullanış amaçları . Sarayda zaten bir sürü oda vardı ama amaçları çok ayrı ve garipti . Mahkeme odası , oyun odası , güzellik salonu , kütüphane ve birçok şey vardı. O kadar oda ve bu kadar farklı kullanım amaçları olması beni şaşırtmışdı . Güzellik salonu beni çok etkilemişti çünkü bakım falan en sevdiğim şeydir . Bence kraliçede bunu seviyor .Ecenin etkilendiği şey ise renklermiş bunu ilk duyduğumda şaşırdım içimden ‘bu kadar etkilenecek şey varken renklerden mi etkilenmiş ?’ demiştim.. Sonra bunu eceye sormaya karar verdim ve sordum . Ece de bana ‘bir etrafına tekrar bak senin gözüne çarpan, gözünü kamaştıran bir renk var mı ?’demişdi . Bende iyice etrafa baktım ve gerçekten de gözümü kamaştıran , gözüme çarpan bir renk yoktu . Eceye dönüp ‘yok.’ demiştim . O da ‘ işte bak ne kadar güzel göze batmıyor ya göze batan iğrenç bir renk olsaydı . Genelde saraylarda abartı olur ama burda öyle değil ve aralarındaki uyum çok iyi göze batmamasından da belli.’ demişti . Ben baya şok olmuştum ve Ecenin dedikleri o kadar doğruydu ki .Ecenin bu kadar ufak şeylere takılması yada ufak şeyler üzerinde bu kadar düşünmesi beni şaşırtmıştı . Sonra Eceye dönüp ‘haklısın ama artık devam edip kral ve kraliçeyle tanışmamız lazım ‘ demiştim. Baya uzun bir süre kral ve kraliçeyi bulmaya çalıştık çünkü saray aşırı büyük ve karmaşıktı . Bir kaç kez Eceyle kaybolduk bu bizi biraz yormuşdu. En sonunda kahkaha seslerinin geldiği bir odaya girdik ve sonunda kral ve kraliçeyi gördük .Yemek yiyorlardı biz girdiğimizde bir anda sessizlik oluştu ve herkes bize baktı .Benle Ece çok heyecanlanmıştık . Kral ayağa kalkarak ‘ Merhaba ne işiniz var ?’ diye sormuştu . Benle Ece baya heyecanlı olduğumuz için konuşamadık açıkcası ben birazda korkmuştum. Sonra Ece ‘ Biz sizi baya fotoğraflarda görüyorduk ve herkesten duyuyorduk bizde tanışmak istedik’ demişti. Kraliçe bir anda ayağı kalktı ve ‘ gelmenize çok sevindim ben kraliçe ‘ demişti. Ardından kral ‘ bende çok gelmenize çok sevindim ben de kral dedi gelin yemek yiyelim ‘demişti. Biz de ‘ bizde çok memnun olduk’ demiştik. Ve beraber masaya oturup yemek yemiştik .Sonra bize sarayı gezdirmişlerdi. Ardından bir yerde oturduk ve baya uzun bir süre sohbet ettik . Saat geç olduğunu farkedince ‘ biz artık eve gidelim ‘ demiştim .Kral ve kraliçede ‘yine bekleriz’ demişti. O kadar tatlı insanlardı ki .Aşırı eğlendiğim bir gündü . Hayatım boyunca unutamıyacağım bir gündü.