Saplantı

 

    Vay canına!  Merhaba sen de kimsin? Görünüşüne ve salaş havana bakılırsa öğrencisin , ilgi çekmeyi seviyorsun yoksa o bilezikleri takmazdın , bana doğru yürüyorsun ve bana ilk kelimelerini fısıldıyorsun “Merhaba , burda mı çalışıyorsun?” sesinde sanki iyi  olmaktan mahçup bir tonlama var. Evet anlamında sana kafamı sallıyorum ve bana Kevin Trombley’i soruyorsun çok belli etmesem de seçiminden etkileniyorum . Sen de farklı bir şeyler kitaplara gerçekten değer veriyorsun , birkaç sayfa çevirip kitabı bir köşeye atanlardan değilsin.

   Giderken gülümsedin , adımı sordun , kendi adını söyledin ya fazla kibar birisın   ya da sen de  benim gibi aramızdaki çekimi görmezden gelemedin . Merak etme, çok yakında tekrar görüşeceğimizden eminim . En niyayetinde insanlar hayal kırıcıydı ;  peki ya sen , sen de öye misin ? Bunu denemeden öğrenemem . İnasanlar ruh eşini bulur buna inanıyorum hatta bir kere gerçek aşkı yakalamıştım fakat elimden kaçıp gitti , senin de bu şekilde gitmene izin vermeyeceğim .

   Ben Berk , bir  kitapçıda müdür olarak çalışıyorum , insanlara ardıklarını bulmasına  yardım eden oldukça sıradan sayılabilecek bir insanım , en azından dışardan öyle gözüküyorum zaten psikopatların olayın da bu değil mi ? Sakin ve sıradan gözükmek  insanlar yanıltır , kendimizi kormayı öğrenmeliyiz. Bir bakalım Alya sen kimsin ? Tüm sosyal medya hesapların herkese açık gözler önünde olmayı , tanınmayı seviyorsun , 2 kardeşin var , annen ve baban sen 12 yaşındayken boşanmış , baban kısa süre sonra ortadan kaybolmuş ,Hacettepe Üniversitesinde edebiyat okumuşsun  sonrasında tahminen ün kazanmak için İstanbul’a gitmişsin ve her lanet dakika sosyal medyada paylaşım yapıyorsun açıkçası bu senin en sevimsiz özelliğin . Çok tatlısın derin değil ama tatlı fakat gerçekten bu kadar sığ mısın ? Hiç sanmıyorum , önümüzdeki birkaç hafta seni izlicem ve keşfedicem , sosyal medya hesaplarından her saniye nerde olduğunu ve neler yaptığını paylaştığından zor olacağını sanmıyorum .  Ne kadar saplantılı bir zihin değil mi ? Biliyorum ben de farkındayım ama yaşadıklarıma zorluklara karşın iyi durumda olduğumu düşünüyorum . Kitapçıda çalışmaya çok uzun zaman önce ailem öldüğünde koruyucu babam Ali’nin yanında başladım belki öncesinde de çok normal bir çocuk değildim fakat beni bu hale getiren üvey babam oldu . Kafes olarak adlandırğımız ve yeni basılmış kitapları sakladığımız -3 derecelik karanlık , küçük  bir  odaya beni kitler ve günlerce dışarı çıkmama izin vermez , döverdi  . İnsanalara kalbimi açmadan önce onları takıntı haline getirmemin sebebi bu küçüklükten gelen güvensizlik ama beni delirten asıl olay Ali’yi öldürmek oldu , kendimi fark etmemi sağladı çünkü bunu yapmak  gerçekten de hoşuma gitti , içimi bir sıcaklık kapladı ve kendimi güçlü hissettim . Ali hayattaki en değerli şeylerin en korunmasız onlar olduğunu söylerdi , o günden beri kendime bir söz verdim değersiz bile hissetsem asla kendimi korumasız bırakmayacaktın . Sen de gözüme oldukça korumasız ve kırılgan gözüktün , belki de bu yüzden bu kadar ilgimi çekiyorsun seni korumak güvende hissettirmek istiyorum .

Güne çok erken saatlerde başlıyorsun evinin karşısındaki parkta  koşuyorsun , sana yetişmekte zorlanıyorum . İnternetten kendini sevmeyen insanların erken saatlerde koştuğunu okumuştum , senin gibi biri nasıl olur da kendini sevmez ? Belki de her gün taktığın maskeyi sevmiyorsundur , onu ben de sevmiyorum keşke başkalarının düşüncelerini bir kenara bırakıp daha çok kendin olsan . Koşudan sonra duşa girip okula gidiyorsun geçmini asistanlık yaparak ve yazarak kazanıyorsun burslu okuduğundan aslında senin için oldukça yeterli ama çevren yüzünden gerektiğinden lüks bir yaşam sürüyorsun ve bu da seni bazı maddi sıkıntılara sürüklüyor . Okuldan sonra arkadaşlarınla buluşuyorsun , açıkçası tartışılır bir arkadaş zevkin var , şımarık ve yapmacık zenginlerden  oluşan küçük  grup , onlar gibi olabilmek için çok çaba harcıyorsun . Onlar geceyi birlikte geçirip sabahlayacaklar fakat sen onlar gibi değilsin eve dönüp çalışman gerek , daha tamamlaman gereken yazılar var . Seni hak etmiyorlar , sana benim gibi senin değerini bilicek biri gerek . Gecenin sonunda arkadaşlarını bırakıp eve döndüğünde maskeni çıkartıp gevşiyorsun , sosyal medyada ne iyi durur diye düşünmyi bırakıp yazmaya odaklanıyorsun oldukça yoğun ve zorlayıcı bir hayat tempon var , her şeye yetişebilmek için kendini çok hırpalıyorsun . Evinin camları o kadar geniş ki bir perde almayı düşümelisin , içerisi gün gibi ortada rahatlıkla seni izleyebiliyorum acaba bu da göz önünde olmak için bilerek yaptığın bir şey mi yoksa farkında değil misin ?

Bu da ne böyle gecenin bu saatinde evine gelen de kim , erkek arkadaşın mı yoksa benim gibi başka bir sapık daha mı ?  Sosyal medyaya yansıtmadığın bazı şeyler varmış  ve açıkçası bu beni biraz rahatlattı , galiaba onu tanıyorsun camdan sana “Hey ! Beni içeriye al . ” diye bağrıyor . Biraz canımı sıkmaya başladı sen de burda olmasını istemiyor gibisin  . Onu içeriye alıyorsun zor da olsa dudaklarınız okuyabiliyorum seni aldatan bu adamı nasıl evine alırsın belli ki senin için doğru kişi değil .  Sana yaklaşıyor lütfen durdur onu Alya bunu görmeye dayanamam , onu gerçekten de affedecek misin ? Görünüşe bakılırsa affettin bile fakat bu uzun sürmeyecek .  Biraz araştırma yapmam lazım yaptıklarına rağmen affettiğin bu adamı seviyor olmalısın . Kerem , ünlü bir firmada CEO buraya kadar hiç çalışmadan gelmiş ve  hep babasının sırtından geçinmiş , adeta bir kaos gibi etrafındaki her şeye zarar veriyor işte bu yüzden seni izliyorum yanlış adamlara aşık oluyorsun ve benim seni onlardan korumam lazım . Şirketten arıyorlar gitmem lazım diyerek evinden ayrılıyor , sen buna inanacak kadar saf olabilirsin fakat ben değilim . Normalde onu takip ederdim ama öğreneceğim şeylerin seni üzüceğini bildiğimden zor da kendimi olsa durduruyorum ve sana kendin anlaman için biraz süre veriyorum .

Şimdi yapmak üzere olduğum şeyi seni güvende tutmak için yapıyorum . Kanunen gaz sızıntılarını soruşturulmak zorundaır , ben de evinde minik bir sızıntı olmasını sağladım ve yöneticin tamirci çağırdı bu sayede yönetci kapını açmışken kendimi erkek arkadaşın olarak tanıtıp içeriye girdim sonunda neler sakladığını öğrenebilecektim . Evine yaptım küçük gezide 2 şey öğrendim : Baban ortadan kaybolmamış ölmüş , üzücü ama bilirsin ben böyle şeylerden çok etkilenmem diğeri ve daha önemlisi de arkadaşlarına benim hakkımda yazmış olman ” Kitap okuyan ve sanattan anlayan inanılmaz  biriyle tanıştım . Bana iyi gelecek biriyle çıkmanın vakti gelmiştir belki de . ” bunu okumak içimde minik kelebeklerin uçuşmasına sebep oldu, demek sen de benden hoşlandın işte bu iyi haber . Hayır hayır hayır … zamanlaman çok kötü , merdevenlerden çıktığını duyabiliyorum  , annele konuşuyorsun  sanırım konuşma iyiye gitmiyor sesin ağlamaklı kalıp seni teselli etmeyi her ne kadar istesem de  acilen burdan çıkmam lazım .

ve işte kızlarla her cuma geldiğiniz bardayız sahneye çıkıyorsun ve Kerem için bir şiir söylüyorsun onu defalarca çağırmana rağmen o burda değil kendini rezil olmuş hissediyorsun seni anlıyorum , senin aşktan gözün  kör olmuş sevdiğin şeyse yazmak , bu şehir , arkadaşların , Kerem gibi adamlar hepsinin ortak yanı ise seni sevmeyecek olmaları sense her şeyini veriyorsun , sandığından daha çok ortak yanımız var sadece sen görmüyorsun , sen ve ben gerçek romantikleriz . Ağlayarak bardan çıkıyorsun ve metroya doğru koşuyorsun yalnız kalmak için fazla sarhoşsun ve rayla fazla yakınsın en ufak bir haraketinde düşecek kadar . Korktuğum oluyor ve düşüyorsun , yardım etmek için sana doğru koşuyorum kendime seni koruyamadğım için kızıyorum ama daha çok Kerem’e kızgınım , Alya’nın iyi olduğuna emin olduktan sonra Kerem’e onun saçma gazoz firmasının reklamcılıyla ilgilendiğimi , buluşmak istediğimi yazan bir mail attım . İlginç bir şekilde hemen cevap geldi  ve onu kitapevine çağırdım  kolay oldu zaten oldukça hevesliydi , onu aşağı indirip  kafese kitledim ve soğukkanlıkla öldürdüm . Biliyorum bu seni üzecek ama ben yaralarını sarmak için her zaman  yanında olacağım , üzgünüm bunu yapmak zorundaydım .

(Visited 76 times, 1 visits today)