31 Aralık’tı; şömineyi yakmış, yılbaşı ağacının önünde oturmuş, kitap okuyordum. Bir yandan da annemi bekliyordum. Annem ise o sırada kardeşimi uyutuyordu. Babam ise televizyonu açmış klasik yılbaşı akşamı showlarından birini izliyordu. Ben çok sıkılmıştım. Kitabımı bıraktım, şöminenin cızırtısını dinlemeye başlarken hayallere dalmıştım; bir alış veriş merkezinin ortasında oturmuş insanları izliyordum fakat içimde bir huzursuzluk vardı nedenini anlamam çok sürmemişti yalnızdım. Hep böyle olurdu yalnız kaldığımda kendimi boş ve huzursuz hissederdim. Ne kardeşlerim ne annemle babam hiçbiri yanımda değildi. Onları şimdiden özlemiştim. Düşündükçe gözümde pıt pıt bir yaş düşüyordu ama kaybedecek artık hiçbir şeyim yoktu. Ne vaktim ne ailem… Hemen gidip onları aramaya başladım. Her mağazayı birer birer gezdim fakat yoktu bulamıyordum. Tam ağlamaya başlayacakken yanıma yaşlı bir teyze geldi ve ”Sen de mi aileni arıyorsun?” dedi. Ben de korkuyla, evet, dedim. Hep yabancılardan korkuyordum. Teyze de bana karşılık olarak ”Ben de!” dedi. Şaşırmıştım, ”Neden?” dedim. ”Siz tek başınıza yaşayabilecek yaştasınız” dedim. Teyze ”Bak evlat, insanlar her zaman yanlarında onlara destek olabilecek olsun isterler!” dedi. Daha sonra bir ses duydum. Annemin sesiydi: ” Jennie! Uyan yeni yıla girmeye saniyeler kaldı.” dedi. Gözlerimi açtığımda ise uyuyakaldığımı her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu anladım.
Saniyeler Kalmıştı
(Visited 22 times, 1 visits today)