Büyük büyük anneannem memleketimiz Eskişehir’de yaşıyordu. Çok yaşlanmıştı, uzun süredir hastaydı ve tedavi görüyordu. Ve eylül ayında vefat etti. Biz de Eskişehir’e gittik. Ve büyük anneannemin bodrum katında bir sürü mektubun ve kağıtların olduğu sırlarla dolu sandığı açıldı.
“Evimizin bodrum katındaki sandıkta aile sırlarımız saklıymış. Sandığı açtığımda öyle şeyler öğrendim ki hayata bakışım tamamen değişti.” Büyük dedem Kırım göçmeniydi ve bir savaş gazisiydi. Her zaman yaşadıklarını anlatırdı çok ilgilenmezdim. Artık büyüdüm ve tarih okuyorum. Bir de sandıktan büyük dedemin yazdığı birçok anı, mektup, fotoğraf, belgeler çıktı ve bu benim çok ilgimi çekti. Kırım yıllarca Osmanlı himayesindeymiş 1783 yılında Rus Çarlığı tarafından işgal edilmiş. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanlar, Kırım’ı işgal etmiş. Kırım halkı çok acılar çekmiş, aç kalmış, büyük dedemi Alman ordusu henüz 16 yaşındayken eli silah tutacak herkesi alıp Almanya’ya götürmüş. Nazi Almanya’sı büyük dedemleri kendi ülke çıkarları için kullanmış. Büyük dedem sağlık okulunda okuduğu için onu ilk önce hastanelere daha sonra Nazi kamplarında çalışması için göndermişler. Nazi kamplarında çok acı şeylere şahit olmuş, Almanların dediği çoğu emri hayatı pahasına da olsa yapmamış. Gaz odalarındaki katliamları görmüş ve hepsini kaleme almış. Bir sürü mektup ve fotoğraflar çıktı sandıktan. Onları tekrar görmek istemediği için saklamış. Büyük dedem çok zorlu bir kaçış yolculuğu yaşamış ve İsviçre’ye geçmiş. Hayatının en zorlu günlerini yaşamış. Günlerce, haftalarca aç susuz yürümüş arkadaşlarıyla beraber. Yoldan geçen trenlerden atılan artık yiyecekleri, patates kabuklarını yiyerek hayatta kalmışlar. Donma noktasına gelmişler ama pes etmemişler. Ve sonunda İsviçre’ye varmışlar. Yıllar sonrada Türkiye’ye gelebilmiş. Ama ölene kadar bir daha kendi ülkesine vatanına Kırım’a dönememiş. Ailesi ve diğer halk başka ülkelere sürgüne gönderilmiş. Acılarla, aile ve vatan hasretiyle geçen bir ömür beni çok duygulandırdı. Bir sürü fotoğraf gördük, yazdıklarını okuduk. Diğer ülkelerin başkanlarıyla yazışmaları vardı inanamadık. Hepsinden de cevap gelmiş. En ilgimi çeken yazışma da İlber Ortaylı’nın annesi ile olanlardı. Yakın arkadaşlarmış. Oda Kırım göçmeni bir aileymiş. Büyük dedem ölmeden önce bir kaç gazeteden gelen gazeteciler röportaj yapmışlar o röportajların yazıları ve resimlerini de gördüm.
Atalarımızın yaşadıkları zorlukları görünce bu günümüze özgürlüğümüze şükrettim. Atatürk ve silah arkadaşları bu vatanı düşmanlardan kurtarmasaydı kim bilir bizler neler yaşardık. Tarihimize ve vatanımıza sahip çıkalım. Ben artık daha çok tarih okuyacağım ve ülkemiz için geleceğimiz için çok çalışacağım…
Sandık Sırları
(Visited 31 times, 1 visits today)