Sanayi Devrimi İngiltere, 17. ve 18. yüzyıllarda mekanizasyon adına büyük bir adım attı. Bu devrimi başlatan en önemli icatlardan biri otomatik dokuma tezgahıydı. Bu makine sayesinde tüccar gibi ticaret yapan kişiler daha çok kar elde etmektedirler. Bu makineler çok kısa sürede tüm Avrupa’da kullanılmaktadır. Artık makineleşme başlıyor. 20. yüzyılda dünya savaşları tüm ülkelere yayılırken, mekanizasyon tüm dünyaya yayılırken, Amerika Birleşik Devletleri gibi büyük güçler iç savaşlar veya dünya savaşları için teknoloji alanında yeni icatlar yaptılar. 1946’da ABD ordusu, tüm odayı kaplayan ondalık sayılara dayalı bir elektronik bilgisayar yaptı. Daha sonra 1990’larda internetin icadı ve 2000’li yılların başında cep telefonlarının ortaya çıkması bilim ve teknolojinin hızla gelişmesinin bir sonucuydu. Ancak bu hızlı gelişme insanların hayatını kolaylaştırmış olsa da büyük zararlar vermeye başlamıştır. Doğaya büyük ölçüde zarar görmüş olmasına rağmen, son 10 yılda o kadar çok teknolojik icat oldu ki, bilim adamları şimdi dünyanın eski haline getirilip getirilemeyeceğini araştırıyorlar.
Endüstriyel süreçlerde endüstriyel gazlarla birlikte ortaya çıkan diğer gaz türleri ozon tabakasının delinmesine veya yırtılmasına neden olarak güneşin zararlı ışınlarının atmosferden yansımadan Dünya yüzeyine ulaşmasına neden olarak hayata büyük zararlar verebilir. Zararı, kansere neden olabilmesidir. Radyoaktif kirlenmeye neden olarak yaşamı etkiler. 1984’te Hindistan’ın Bhopal kentindeki en kötü endüstriyel felaketlerden biri, 8.000’den fazla insanın hayatını aldı ve etkileri yirmi yıldan fazla sürdü. Demek ki bu sanayileşmenin yol açtığı hava kirliliği giderilse bile dünya daha uzun yıllar devam edecek. Ayrıca kolera, veba, sıtma, Lyme hastalığı vb. Artan hastalık gibi sağlık risklerini ortaya çıkarır.
Karbon ve diğer zehirli gazlar yanma yoluyla çevreye salınarak asit yağmurlarına neden olur. Asit yağmuru ayrıca insan solunum yolu hastalıklarını, hayvan hastalıklarını ve bitki büyümesini ve gelişmesini önleyebilir. Sanayileşme en çok bizi etkiliyor. Ormanlardaki doğal yaşamı etkileyen endüstriyel ve üretim süreçleri ormanlardaki doğal yaşamı ciddi şekilde etkilemektedir. Bazı organizmalar endüstriyel üretim nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca su kaynakları da tehdit altındadır. Havaya getirdiği zehirli gazların yanı sıra, sanayileşmiş endüstrilerden yayılan kirleticiler- tehlikeli kimyasallar, radyoaktif maddeler, ağır metaller veya organik çamurlar suya salınır ve deniz yaşamını olumsuz etkiler.
Sera gazları insanların günlük faaliyetlerinin bir sonucudur, örneğin kullandığımız araçlarda fosil yakıtların kullanılması atmosfere karbondioksit gazı salmaktadır. Sera gazlarından biri olan karbondioksit salınımı 19. yüzyıldan bu yana yüzde 45 arttı. Metan %150 arttı. Bu oranlar iklim değişikliğinin şiddetini göstermektedir. Bu durum, doğayla olan savaşın bizi ne kadar kötü duruma getirdiğini gösteriyor. Önlem alınmazsa canlılara ve gelecek nesillere kötü bir dünya bırakılacak demektir.