Sanayi mi, Tarım mı ?

Sanayi ve tarım bir ülkenin kalkınmasında yadsınamaz rolleri olan iki önemli sektördür.

Tarım sektörü: Çeşitli besin maddeleri üreten ,bireylerin de besine olan ihtiyacını karşılayan yani toplumun sağlığı üzerinde önemli rol oynayan bir sektördür.

Sanayi sektörü ise : Hammaddeleri işlenmiş duruma sokup değerlendirmeye  onları kullanılacak ürünler durumuna getirmeye yarayan bir sektördür.

Bence  bunlardan en önemlisi ve daha çok geliştirilecek olan sektör tarımdır. Çünkü tarım sektörü olmaz ise sanayi sektörü de olmaz. Eğer tarımdan bir besin alamaz isek sanayi sektörü bir işe yaramaz.Tarım sektörü daha gelişmelidir çünkü sanayi sektörü gittikçe ilerlemekte tarım sektörü ise gittikçe gerilemektedir.

Türkiye’de tarım sektörü 1980’li yıllardan sonra uygulanan dışa bağımlılık, serbest piyasa ekonomisine geçiş, sanayi hizmet ve inşaat sektörlerindeki hızlı gelişim gibi nedenlerden dolayı gerilemeye başlamıştır.

Ülkeler tarım ve sanayi alanlarında ölçülü bir şekilde gelişim göstermelidir. Yani sanayide ilerleyeceğiz teknolojiyi yakalayacağız diye tarımı yok saymamalı, tarımı ön plana çıkaracağız diye sanayide çağı kaçırmamalıyız. Ancak ülkemiz açısından ise bu durum biraz farklı şöyle ki; son yıllarda yaşanan köylerden kentlere göçler ile yerel idareler tarafından tarım arazilerinin imara açılması gibi nedenlerle tarım alanında ciddi sıkıntılar yaşandığını tespit ettim. Bu konuda ülkemizi bekleyen en büyük tehlikenin yok olma tehlikesi yaşayan yerli tohumlar olduğunu öğrendim. Gelecekte tüm gıda ürünlerimizi ithal eder duruma düşmemek için bu konuda önlem alınmalı ve tarıma ve milli tarım ürünlerinin yetiştirilmesi ve de soylarının devam edebilmesi için gerekli önlemlerin alınması önemlidir.

Evet sanayide de geri kalmamalıyız ancak Maslow’un ihtiyaçlar teoreminde de olduğu gibi insanoğlunun en temel ihtiyacı olan yiyeceği ve onu üreten sektörü de yok sayamayız.

Hele dört mevsimi yaşayan ülkemiz coğrafyasında tarım ürünlerini başka ülkelerden temin eder hale gelmek bizim en büyük ayıbımız olacaktır.

Tarım arazilerinin havuzlu sitelere ve lüks villalara dönüştüğü, köylerde yaşayan insanların iş bulma ümidiyle büyük şehirlere veya yabancı ülkelere göç ettiği ülkemizde devlet olarak millet olarak tarıma önem vermek, tarımla uğraşan kişileri desteklemek gerektiğini düşünmekteyim..

Tarım sektörünün gelişmesi için ; tarımın desteklenmesi, sulu tarım yapılabilmesi için suyun kurak alanlara taşınması, yerli tohum kullanan çiftçilerin ürünlerinin devlet tarafından alınması, ithal tohumların yasaklanması, gençlerin kırsalda kalmasının teşvik edilmesi gerekir.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık  Bakanlığı’nın tarım sektörünü daha ileriye taşıyacak proje ve çalışmaları bulunmaktadır.

Bu amaçla kırsalda girişimci, güvenilir,güçlü,gönüllü gençlerin üretime katılırken bilinçli ve eğitimli olarak işlerinin başında olmaları hedeflenmiştir. Acil eylem planı genç çiftçilere proje karşılığı 30.000 TL karşılıksız destek verilmesi kararlaştırılmıştır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, köyüne geri dönen çiftçi ailelere 300 damızlık koyun, koyunlara bakanlara ise asgari ücret üzerinden maaş verileceğini açıklayarak, köyden kente göçü önlemek için yürürlüğe konulan teşviklere bir yenisini daha ekledi.

 

(Visited 4.290 times, 1 visits today)