Sanat ve Matematiğin Ahengi

Matematik ve mantık dünyanın temelini oluşturan en önemli ögelerdir. Nereye bakarsanız bakın her zaman matematiğin bir izini kolaylıkla tespit edebilirsiniz. Kar tanelerinin birbirlerine yapışmadan binlerce kilometreyi aşarak yeryüzüne inmesi, bitkilerin yapraklarının maksimum güneş ışığı için özenle dizilmesi, bal arılarının oluşturdukları peteklerin düzeni… Bunların hepsi matematiksel mucizeler. Matematik olmadan bu dünyadan bir sürü şey eksik kalırdı, bunlardan biri de, her ne kadar şaşırtıcı olsa da, sanattır.

Eminim sanat denince herkesin aklına gelen ilk şey matematik değildir. Fakat dünyaca bilinen eserlerin hiçbirisi matematik olmadan yapılamazdı. Luca Paciolli adında İtalyan bir matematikçi ve rahibin ünlü bir sözü vardır: “Matematik olmadan sanat olmaz.” Her ne kadar fark etmesek de bu önermeyi doğrulamış binlerce örnek karşımıza çıkar sanat dünyasında. En ünlüsü, Paciolli’nin de en yakın arkadaşı olarak bilinen, Leonardo DaVinci’dir. O zamanlar altın oran ile ilgilenen Paciolli, De divina proportione (İlahi Oran) adında kitabını çıkartırken DaVinci ile ortak çalışma yapmış. DaVinci’nin , geometri dalının perspektif, boyut, biçim, ve şekil özellikleri üstünde çalışmalarını kapsayan 60 adet çizimi İlahi Oran kitabında yer alır.

Paciolli’nin araştırdığı bu “ilahi oran” sadece geometriyle kalmayıp gelecek yüzyıllarda alanını genişletecektir:  İnci Küpeli Kız’dan, Taj Mahal’a, Notre Dame Kathedral’inden, David’e, Son Akşam Yemeği’ne kadar genişleyebilen; Boticelli, Dali, Rafeal, Michelangelo gibi ressamların da eserlerindeki kusursuz uyumu ve sonsuz estetiğin nedeni olan matematiksel güzelliğin sırrı sanat dünyasında önemli bir yer kaplamaya başlamıştır.

Matematik ve sanat denince akla gelen başka bir sanatçı ise Escher’dir. Escher eserlerinde soyut matematiksel terimlerini somutlaştırmıştır. Bu terimlerden bazıları tesselasyon, Mobius şeridi, paradokslar ve tuhaf döngüdür. Escher’in herhangi bir matematik bilgisi olmasa da ona doğal bir şekilde gelen bir estetik algısı, onu böyle eserler yapmaya sürüklemiştir:

“Bazı matematikçilerle, yakın sanatçı arkadaşlarımdan daha fazla ortak yönüm olduğuna inanıyorum”./ESCHER

Hem sanatın hem de matematiğin temellerini soyut bir dünya oluşturur, bu da birbirlerinden çok uzak olmadıklarının başka bir kanıtıdır. Örmek olarak Picasso, her ne kadar önceden realist çalışmalar  yapmışa da daha çok “soyut” çalışmalarıyla bilinir. Ressamın Guernico eserindeki karakterler √5 dörtgenleri üzerine resmedilmiştir.

Özetlemek gerekirse matematik, sanat dünyasında önemli bir rol alır ve en önemli eserlerin temelinde, elde edilmek istenen güzelliğe ulaşmak için, hep bir oran, bir düzen yatar. Bu oranı oluşturan ise matematiktir. Sanatçının her fırça darbesi, her boya damlası, her dokunuş matematiksel mucizelerden ibarettir. Ve sanatı sanat yapan da bu hesaplamaların ahenk içinde bir araya gelmesidir.

(Visited 443 times, 1 visits today)