Sanat ve bilim gelişmiş bir toplumun vazgeçilmez iki ögesidir. Sanata verilen değer ve bilime gösterilen önemle toplumlar ayakta kalır. Günümüz gelişmiş toplumlarında sanat ve bilimin ilerleyişi birbirine paralel hareket etmektedir.
Sanat insanların duygularını, güzellik anlayışlarını, hayal gücünü, merak duygusunu ve en önemlisi de yaratıcılığını gösterebildiği bir alandır. İnsanların yaratıcılık, merak duygusu sorgulama becerisi ve hayal gücü sonucunda ortaya çıkan sanat eserleri bilimin de gelişmesine önayak olmuştur.
Sanatın toplumlara sunduğu özgür düşünce ve ifade becerisiyle insanlar mutlak doğru kabul edilen düşünceleri tartışmaya açmıştır. Bu sayede insanlık tarihinde on beşinci ve on altıncı yüzyılda Rönesans Dönemi yaşanmıştır. İtalya’nın öncülüğünde bütün Avrupa’yı etkileyen sanat, bilim ve felsefede yeni bir dönem ortaya çıkmıştır.
Sanatın sunduğu bu özgür yapı içerisinde bilim, insan mantığına, deneylere ve gözlemlere dayalı yeni bir bilgi edinme yöntemi olarak gelişmiştir. Rönesans sonrası yaşanan Reform hareketleri, toplumsal devrimler ve sanayi devrimi sonrası insan toplumları bilim ve teknoloji alanında ilerleme kaydetmiştir.
Her ne kadar teknoloji alanındaki bu ilerlemeler sayesinde savaşlarda ateşli silahlar, tanklar, uçaklar ve denizaltıları kullanılarak insanların birbirlerine verdiği zarar en üst düzeye çıkarılmış olsa da teknoloji ve bilim birçok salgın hastalığın tedavisinin ve bu hastalıkların yayılmasını engelleyecek aşının bulunmasının, röntgen kullanılarak ve laboratuvarlarda hastalıkların tespit edilmesinin önünü açmıştır. İnsanlar tarihte hiç olmadığı kadar doğal afetlerle baş etmekte, salgın hastalıkları engellemekte, çocuk ve bebek ölümlerinin önüne geçmekte, uzayı keşfetmekte bilim sayesinde başarılı olabilmişlerdir.
Günümüzde ise teknolojinin yaratabileceği olumsuz durumların üstesinden gelmek için sanatın insanlara sağladığı vicdani yöntemleri kullanmaya devam ediyoruz.
Geçmişte yaşananlardan da anlaşılacağı üzere sanat ve bilim hep birbirini takip etmiş, hep birbirinin tamamlayıcısı olmuştur ve ikisinin birleşimiyle toplumlar medeni, manevi ve bilimsel anlamda gelişmiştir.