sanat şiiri düzyazı hali ve özellik bakımından incelemesi

Sanat

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar

Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini

Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine

Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini…

Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… ayrılıyor yolumuz

Düzayazı Hali

Senin dolaştığın bahçede hiç çiçek açmazken, bizim yaşadığımız yerde sayısız bahar gizlidir. Eğer istersen, bizi kolumuzdan tutup kendi yoluna çekebilirsin. Ama bil ki, dağlarda yürümeye alışkın olan ayaklar, düz ve pürüzsüz caddelerde incinir.Sen, bir mabedin içinde gezerken, kubbesinde ince bir mozaik bulmaya çalışırsın. Belki bu mabed, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Fakat bizim için, duvarda basit bir sülüs hat yazısı bile bizi etkiler ve sarar. Bir parça yeşil çini görmek bile bize heyecan verir.

Sen, çiçeklerle süslenmiş bir sahnede beyaz bir kelebeğin dansını izlerken, benim içim derinden titrer. Bu zarif hareketler seni etkiler. Ancak bizim kalbimizi yerinden oynatan, toprağa sertçe vuran ve dağ gibi güçlü duran bir zeybeğin diz vuruşudur.
Fırtına gibi gürleyen orkestra sesleri senin sinirlerinde bir ürperti ve heyecan yaratır. Fakat ıstırap çeken insanların acıyla dolu nefesleri, bizim için en hüzünlü bir müziğin yerini alır.
Sen, yabancı bir şehirde bir kadın heykeline uzun uzun, anlamlı bir gözle bakarsın. Heykelin detaylarını inceler ve bundan bir anlam çıkarırsın. Ancak biz, ruhumuzun en büyük zevkini, köyde çalışan bir köylünün eğilmeyen, güçlü belini gördüğümüzde hissederiz.
Biz başka bir sanat tanımayız, çünkü karşımızda henüz yazılmamış bir destan gibi duran Anadolu var. Bizim yolumuz, Türklerin izini sürmek ve onların kültürünü yaşatmaktır. Arkadaş, bu yolda biz kendi yolumuzu seçerken, seninle yollarımız ayrılıyor. Sana uğurlar olsun, yolun açık olsun, ama artık farklı yollara gidiyoruz.
Şiir incelemesi
Şiir sembolik ve dolaylı bir anlatıma sahiptir, bazı ifadeler ancak derin bir düşünceyle tam olarak kullanılabilir.

 Düzyazı ise daha doğrudan ve anlaşılır bir anlatımı vardır. Şiirde yer alan imgeler ve benzetmeler sadeleştirilmiştir.

Şiir Kafiye düzeni ve ritmi sayesinde melodik bir akıcılığı vardır. Okuyucunun dikkatini çeker ve duygusal bir akış sunar.

Düzyazı iseRitmik unsurların ortadan kalkması için daha düz bir akıcılığı vardır. Anlatım daha düzenli ama şiirsel coşkusundan uzaktır.

Şiir  bazı dizeler mecazi ve sembolik anlamlar taşır, bu da duruluğu zaman zaman geri plana iter

Düzyazı duruluğu daha karşılanabilir, çünkü okuyucuya mesaj doğrudan aktarılır.

Şiir şiirin duygusal yoğunluğu ve imgeleri, okuyucunun duygu dünyasında bir etki bırakabilir ve bu etkiyle inandırıcı olabilir.

Düzyazı  somut ve net ifadelerden, okuyucuya daha iyi ve doğrudan gelir.

 

 

(Visited 2.677 times, 6 visits today)