Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirinde, sanat ve estetik deneyimler arasındaki farklılıklar vurgulanmaktadır. Şair, yalnızca belirli bir bahçede açan çiçeklerin güzelliğinin değil, kendi diyarındaki basit güzelliklerin de önemli olduğunu ifade eder.
Bir yabancı şehirde, tarihi bir tapınağın içinde dolaşırken, ince bir mozaik ya da sülüs yazı görmek şairde derin bir heyecan uyandırır. Aynı şekilde, doğanın basit güzellikleri ve köylülerin geleneksel yaşamları da ruhu derinden etkiler. Çiçekli sahnelerde uçuşan beyaz kelebekler, köylülerin zeybek dansı gibi unsurlar da kalbimizi harekete geçirir.
Sanatın gürültülü orkestrası ve ıstırap çekenlerin sesi, şehirdeki acıların ve duyguların bir yansımasıdır. Ancak şair, bir kadın heykelini incelerken hissettiği zevki, köylülerin yaşamındaki sadelikle de kıyaslar. Sonuçta, bu şiir, sanatın ve estetiğin farklı boyutlarını, her iki kültürün de derin etkilerini ve güzellik anlayışlarını bir araya getirir.