Batı hayranları sadece gezdiği bahçelerde çiçek açtığını zannederken Anadolu’da onların gördüklerinden çok daha büyüleyici bahçeler vardır. Batı hayranları Anadolu insanını kendine benzetmeye çalışır; ancak bu gereksiz bir uğraştır çünkü Anadolu insanının mayası sağlamdır ve bu sayede böylesine boş çabalardan etkilenmez.
Batı hayranları kendi kültürlerine öyle yabancılaşmıştır ki kendi vatanının gerçek güzelliğini göremez. Adeta hayranlık içinde gözleri ancak Batı’da görebilecekleri özellikleri arar. Anadolu insanı ise kendi kültürüyle barışıktır ve vatanının güzelliklerinin farkındadır. Bu güzellikleri görür ve bunlardan mutluluk duyar.
Batı hayranlarını beyaz kelebek misali dans eden balerin etkilerken, Anadolu insanını kendi kültürüne ait en küçük hareket bile derinden etkiler.
Batı hayranı insanlar sadece kendi kültürlerine yabancı duygulardan etkilenirler ve gerçeklikle bağları kopuktur. Anadolu insanı ise, kendi kültürüne bağlıdır ve o gerçekliğin içinde yaşar.
Anadolu insanı gerçek acılar çekmiş, başı dik, güçlü insanlarla empati kurup duygularını paylaşır. Batı hayranları ise, aynı hissi duygudan yoksun cansız nesnelerde arar.
Anadolu insanının Batı hayranlarıyla uyuşması ve uzlaşması Batı hayranları tavırlarını değiştirmedikçe mümkün olamaz. Çünkü onlar Anadolu’nun, anlatmakta kelimelerin bile kifayetsiz kaldığı yüceliğinin ve güzelliğinin farkında değillerdir.