Sanat, bir milletin ruhunu ve özünü yansıtan, onu diğer milletlerden ayıran bir değer ve güçtür. Şair, bu şiirinde sanatın sadece kişisel bir ifade aracı olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir işlevi olduğunu vurgular. Anadolu’nun dağlarında, ovalarında, tarih kokan topraklarında dolaşıp gördüğü manzaralar, halkın gelenekleri ve yaşamı, onun sanatı besleyen asıl kaynaklarıdır. Şair, Batı’nın sahte ve gösterişli sanat anlayışından uzaklaşarak kendi kültüründen, yani Anadolu’dan beslenen bir sanat anlayışını savunur. Ona göre, sanat, yalnızca bireysel yaratıcılık değil, aynı zamanda toplumun ve milletin tarihini, kültürünü ve duygularını ortaya koymalıdır. Şair, Batı taklitçiliğine karşı çıkarak, köklerinden kopmayan, yerli ve milli değerlere sahip çıkan bir sanat anlayışını benimsemeyi öğütler. Onun için gerçek sanat, halkın içinden çıkar ve halkın duygularına, acılarına, sevinçlerine ortak olur. Sanatçı, milletinin sesi olmalı, onunla bütünleşmeli ve onun değerlerini yaşatmalıdır. Şair, Anadolu’nun sade ve samimi yaşantısının birer parçası olan köylerinden, ovalarından ve dağlarından ilham alarak bir sanat ortaya koymanın yüceliğine inanır. Anadolu’nun toprağıyla, kültürüyle yoğrulmuş bir sanat anlayışı, milletin kendine özgü kimliğini ve ruhunu yaşatacak en sağlam yoldur.
Sanat Şiiri
(Visited 20 times, 1 visits today)