”Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar”
Şair il dörtlükte, sanatın kendi kültürümüzden, yaşadığımız topraklardan beslenmesi gerektiğini söyler. Kullanılan ”Bizim diyarımız” ve ” senin gezdiğin bahçe” ifadeleri, yurdu ve yabancı kültürleri temsil etmiştir. Yani yabancı kültürlere özenmek yerine, kendi değerlerimizi ve kültür yapımızı sanatımıza katmamız gerektiğini söylemiştir.
”Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini”
Verilen ikinci dörtlükte, yabancı kültürleri beğenme, onlardan fazlasıyla etkilenme eleştirilmektedir. Snatçı kendi toplumunu örnek almalı, ondan ilham bulmalıdır; dolayısıyla başka kültürlere özenme doğru değildir mesajı verilmiştir.
”Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin”
Üçüncü dörtlük, sanatın toplumun geçmişi ve gelenekleri ile bağ kurması gerektiği anlatmış. Sanatçı, kendi toplumunun insanlarını, yaşam biçimini ve duygularını eserlerine yansıtmalıdır göndermesi yapılmıştır.
”Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine”
Dördüncü dörtlük, sanatçının toplumuna hizmet etmesi gerektiğini söylemeye çalışmıştır. Yani sanatın halkın yansıması olması, onların duygu ve düşüncelerini, istek ve değerlerini yansıtarak milletin bir parçası olmasının istenmesi vurgulanmış.
”Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini…”
Son dörtlükte ise sanatın milli değerlere dayanması gerektiği basit ve net bir şekilde ifade edilmiş.