SAN’AT

Yalnız senin gezdiğni bahçede çiçek açmaz. Bizim diyarımız da saklar binbir baharı! Kolumuzdan tutarak çek bizi istersen. Düz caddede incinir dağda gezen ayaklar. Sen kubbesinde ince bir mozayik arar da, kırk asırlık bir mabedin içini gezersin. Sarar bizi bir sülüs yazı görsek duvarda. Heyecan verir bize bir parça yeşil çini. Sen dolarken raksına titrer için derinden. Bilebilir miydik çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin kalbimizi yerinden kımıldatacağını? Zeybeğin toprağa diz vuruşu dağ gibidir. Fırtınayı orkestra sesleri andırır. Sinirlerine bir ürperiş getirir, nefesleri acıklı ıstırap çekenlerin. Bizde geçer en hazin bir musiki yerine! Süzersin sen uzun uzun anlayan bir gözle kadın heykelini yabancı bir şehirde. Bir köylünün kıvrılmayan belini görünce duyarız ruhumuzun en büyük zevkini. Başka san’at bilmeyiz karşımızda yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz dururken. Biz bu yolda türküler tuttururken sana uğurlar olsun arkadaş, ayrılıyor yolumuz!

(Visited 2 times, 1 visits today)