Sanat şiirinin düzyazıya çevrilmiş hali şudur:
Senin dolaştığın bahçede çiçekler açmaz; halbuki bizim memleketimiz içinde binbir çeşit baharı barındırır. İstersen bizi kolumuzdan tutarak kendi yoluna çekmeye çalış; fakat dağda yürüyen ayaklar, düz yollarda incinir.
Sen kırk asırlık mabedin içini,kubbesinde ince bir mozaik arayarak gezersin. Oysa biz, bir duvarda eski bir sülüs yazı gördüğümüzde sarsılır, bir parça yeşil çini içimizi kıpır kıpır yapar.
Sen, sahnede çiçekler arasında uçuşan beyaz bir kelebeğin dansına bakarken derinden etkilenirsin. Bizim kalbimizi ise bir dağı andıran bir zeybeğin toprağa derinden diz vuruşu kalbimizi hareketelendirir.
Fırtınaya benzeyen orkestranın güçlü sesleri senin sinirlerine bir titreme getirir.Halbuki acı çekenlerin derin nefesleri bizim içimizde en yanık nağme gibi yankı bulur.
Sen, yabancı bir şehirdeki kadın heykeline uyanık bir gözle uzun uzun bakarsın. Oysa biz, ruhumuzun en derin zevkini, bir köylünün eğilmeyen dimdik duruşunu gördüğümüzde hissederiz.
Biz,karşımızda yazılmamış bir destan gibi Anadolu varken başka sanat tanımayız.Arkadaş,biz bu yolda türküler söylerken seninle yollarımız ayrılıyor,sana veda ediyoruz.
Anlatım Özellikleri Bakımından
AçıklıkŞiir: “Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek, / Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!”Örnek: Bu ifade, okuyucuya kendi memleketinin ne kadar zengin olduğunu vurguluyor.Fakat, “açmaz çiçek” ifadesi anlaşılması daha zor olan ve okuyucunun direkt anlayamacağı yani kendi yorumunu katarak anlam çıkarması gerektiği bir söz olduğu için açıklığa aykırıdır.Bu ifadeyi şöyle değiştirsek bu durumu düzeltmiş oluruz:Senin dolaştığın bahçede çiçekler açmaz; oysa bizim memleketimiz binbir çeşit baharı içinde barındırır. İstersen bizi kolumuzdan tutup kendi yoluna çekmeye çalış; ancak dağda yürüyen ayaklar, düz yollarda incinir.
DoğallıkŞiir: “Istırap çekenlerin acıklı nefesleri,/Bizde geçer en yanık bir musiki yerine.”Örnek:Örnek: Sanatsal bir dil kullanarak soyut bir anlatım sunar.Bunun yerine şu ifadeyi kullanırsak bu sorunu giderebiliriz:Halbuki acı çekenlerin derin nefesleri bizim içimizde en yanık nağme gibi yankı bulur.
YalınlıkŞiir: “Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda, / Bize heyecan verir bir parça yeşil çini.”Örnek: Bu ifadede sanatsal bir dil kullanıldığı için fazla zengin imgelerle doludur. Ancak bu tür ifadeler okuyucu için kafa karıştırıcı ve karmaşık gelebilir,bu durum da yalınlığa aykırıdır.Bu ifadeyi şöyle değiştirisek bu durumu düzeltmiş oluruz:Oysa biz, bir duvarda eski bir sülüs yazı gördüğümüzde sarsılır, bir parça yeşil çini içimizi kıpır kıpır yapar.
AkıcılıkŞiir: “Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.”Örnek:Şiirdeki ritmik yapısı, kelimelerin akışını sağlarken melodik bir bütünlük sunar ancak melodik bütünlük sağlanırken akıcılığa aykırı bir durum oluşur.Bu ifadeyi şöyle değiştirsek bu durumu düzeltmiş oluruz:Bizim kalbimizi ise bir dağı andıran bir zeybeğin toprağa derinden diz vuruşu kalbimizi hareketelendirir.
ÖzlülükŞiir: “Fırtınayı andıran orkestra sesleri.”Örnek: Kısa ve öz bir tanım sunarak güçlü bir imge oluşturur.Düzyazıya ise şu şekilde uyarlarız:Fırtınaya benzeyen orkestranın güçlü sesleri.Örnek: Bu ifadedeki açıklayıcı detaylarla cümle daha uzun hale gelir ancak özlülük hafif kaybolur.
DoğallıkŞiir: “Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun / Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini.”Örnek: Sanatsal bir dil kullanarak soyut bir anlatım sunar.Bu cümleyi daha doğal ve gündelik bir anlatıma dönüştürmek için şu cümleyi kurabiliriz:Sen, yabancı bir şehirdeki kadın heykeline anlayışlı bir gözle uzun uzun bakarsın.