Tarihten günümüze kadar ülkemiz ve Batı ülkelerinin sanat anlayışı birbiri ile hep etkileşim içinde olmuştur ama karşımızda ilham alabileceğimiz koskocaman bir yurt dururken tamamen Batı kültürünün etkisi altında kalmak ne kadar doğrudur?
Bahçelerimizi süsleyen çeşit çeşit çiçek sadece el topraklarına özgü değildir. Bizim bu kıymetli topraklarımızın da Batı topraklarından eksik bir yanı yoktur. Anadolu’nun herhangi bir köyü bile yeşilin bin bir tonunu içinde barındırır. Her ne kadar bizi ait olduğumuz bu diyardan ayırmak isteseniz de doğamız buna izin vermez. Hatta bu topraklar o kadar önemlidir ki bizi bu topraklardan ayırma düşüncesi bile bizi incitmeye yeter.
Batı dünyası mabedin içindeki bir mozaik parçasına hayranlıkla bakarken bizim kültürümüze özgü olan sülüs veya bir çini parçası bile içimizin kıpır kıpır olmasına neden olur. O çini parçasını gördüğümüzde geçmişin özlemiyle yanıp tutuşuruz. Özenle yapılmış eserlere bakarken resmen kendimizi kaybederiz.
Sanatın diğer alt dallarından biri de hiç kuşkusuz danstır. Kültürümüzün önemli parçalarından biri olan zeybeğin sesini duyduğumuz an içimiz titrer. Batı dünyası ise kültürlerinin bir parçası olmuş klasik müzik eşliğinde dans ederken, beyaz bir kelebeği andıran büyüleyici bir balerinin uçtan bucağa süslenmiş bir sahnedeki o adımlarından mutlu olur.
Dans müziksiz olabilir mi peki? Memleketimizin usta şairleri savaşta çekilmiş acıları, bunların arka planında yaşanan olayları kendi duyguları ile harmanladığı “türkü” bizim müzik anlayışımızken kocaman bir orkestranın büyüleyici keman, piyano sesleri onlara huzurlu bir ortam sağlar.
Sanatın bir diğer dalı olan heykeltıraşlık ise yine batıya özentinin bir sonucudur. Yabancı, şehrindeki kadın heykelini teker teker incelemekten zevk alırken bizler bir yabancını heykel görünce hissettiği duyguyu köylünün ne kadar iş altında kalsa da pes etmeyen o koca yüreğinde görürüz.
Bizim ülkemiz için sanat, Anadolu topraklarından esinlenilmiş her şey olabilir. Kimi zaman bir çiçeğin açışı kimi zamansa bir köylünün verdiği emek gerçek sanattır. Bizi Batı’dan ayıran esas özellik de işte budur. Batı’nın bizim geleneklerimizle uyuşmayan sanatına özenmektense Anadolu’nun doğal güzelliklerinden ilham almaya sanat denir.