Batıya düşkün olanlar, yalnız sizin gezdiğiniz bahçede çiçek açmaz. Bizim eşsiz doğal özelliklere sahip olan diyarımız da binbir baharı saklar. Hayranlığımız kendi toprağımızadır,sen istersen bizi ikna etmeye çalış,zorla, kolumuzdan tutarak çek. Yaşadığımız onca zorluğa alıştırdığımız vücudumuz, dağda gezen ayaklarımız senin yürümekten gurur duyduğun düz caddede incinir.
Milletimiz onca esere ev sahipliği yapar.Buradaki güzelliklerden gayrı sen kırık asırlık bir mabedin içini kubbesinde ince bir mozaik arayarak gezersin. Bizim kültürmüzdür bize kıymetli, güzel gelen. Bir sülüs yazı görsek duvarda bizde hayranlık uyandırır,bizi sarar. Mimaride kullanılan geleneksel sanatımız olan çininin yeşil bir parçası bize heyecan verir.
Sen çiçekli bir sahnede beyaz kelebekleri andıran balerinlere dalarken,kapılıp giderken için derinden titrer.Bizimse yüreğimizi dağı andıran bir zeybeğin toprağa diz vuruşu kımıldatır.
Sana fırtınadan farksız orkestra sesleri ürperiş getirirken bizim için ıstırap çekenlerin,vatanı uğruna kan dökenlerin,savaşcıların acıklı nefesleri en hazin musikidir. Sen yabancı bir şehirde,gurbette, bir kadın heykelini anlamaya çalışarak uzun uzun süzersin biz ise bir köylünün eğilmeyen başını,dimdik duran omuzlarını,kıvrılmayan belini görünce ruhumuzun en büyük zevkine erişiriz.
Gözlerimizin önünde yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz dururken ,başka sanat bilmeyiz. Biz bu yolda, zaferin ,vatanının yolunda uğurunda türküler tutturuken işte bu noktada ayrılıyor yolumuz,sana da uğurlar olsun .