Dün gece Fatih herkese mesaj yazdı ve gönderdi. Yarın benim doğum günüm diye. Fatih’e hiç kimse cevap vermemişti. Bu durum onu çok üzüldü ve morali bozulmuştu. Fatih sabah erken saatte uyandı. Kahvaltısını yapıp üstünü giydi ve stresini atmak için ormana koşu yapmaya gitti. Ormana geldiğinde ilk yaptığı şey temiz havayı içine çekmek oldu. Doğanın kokusu Fatih’i çok rahatlatmıştı.Koşu sırasında arkasından bir ses duydu.İlk duyduğunda çok fazla önemsememişti. Fatih koştukça arkasında ayak sesleri devam ediyordu. Fatih aldırış etmeden çocukluğunun geçtiği o köprüye doğru hızla koşmaya başladı. Fatih’in karşısına aniden bir adam çıktı. O adam sakın arkana bakma dedi.O zaman Fatih’in aklına bir fikir gelmişti.Fatih o zaman arkasına doğru dönerek yürümeye başladı.Ondan sonra Fatih’in karşısına süslenmiş bir yer çıktı.Oraya doğru yürüyünce aniden karşısında arkadaşları ve ailesi sürpriz! Diye bağırdılar. Fatih o zaman ağlamaya başladı çünkü çok mutlu olmuştu. Annesine ve arkadaşlarına sıkı sıkı sarıldı. Yıllar sonra çocukluğunun geçtiği yerde doğum günü kutlamak aklının ucuna bile gelmemişti. Parti evleri ve alışveriş merkezindeki sıkıcı kafeteryalar da doğum günü kutlamak onu hiç mi hiç mutlu etmiyordu. ”İyi ki çocukluğum burada geçti!” dedi, bu ormanın her bir köşesindeki anıları hatırlamak ve o günlere dönmek kadar güzel bir hediye olamazdı. Eve geldiğinde çok yorgun olduğundan, yatağa doğru zıplayıp telefonunu alarak herkese telefonundan mesaj attı.
SAKIN ARKANA BAKMA …
İyi ki bakmışım…