Bir varmış, bir yokmuş. On sekiz yaşında bir kız varmış. Kendisi çok tatlı insanlara karşı çok saygılı ve sevgi dolu biriymiş. Kendisinin ismi Leyla’ymış. Leyla’nın bir de en yakın arkadaşı Masal varmış, o da aynı Leyla gibi tatlı bir kızmış.
Bir gün Leyla ve Masal bir alışveriş merkezinde gezinirken tesadüfen bir anda karşılaştılar. Masal ilk önce algılayamadı ama Leyla hemen anladı onun Masal olduğunu. Aslında Masal’ın algılayamamasının sebebi biraz gözünün bozuk olması. Şimdi Masalın gözlükleri nerede? diyeceksiniz biliyorum. Masal her zamanki gibi gözlüğünü evde unutmuş galiba. Leyla Masal’ın yanına yaklaştı ve ona el salladı ama yine o görmedi. Leyla bu sefer büyük adımlarla yanına gelip “Masal hey buradayım, sana el sallıyorum, buraya bak!” diye bağırdı. En sonunda Masal Leyla’yı fark etti. Masal da Leyla’ya yaklaştı. Birbirlerini gördükleri için çok mutlulardı.
Masal Leyla’ya bir kafeye gitmeyi önerdi fakat Leyla pek istemedi. Leyla bir restorana gitmek istedi fakat bu sefer de Masal istemedi. Uzun bir süre düşündüler, taşındılar ve aynı anda “Lunaparka gitmeliyiz.” diye bağırdılar. Lunaparka gitmeden önce annelerinden izin almaları lazımdı. İkisinin de annesi izin verince hemen yola çıktılar.
Tam varmak üzerelerken bir gökkuşağı gördüler. İkisi de gökkuşağı aşıklarıydı resmen. Leyla arabayı sürerken bir anda gökkuşağı onları yanlarına çekmeye başladı. Kızlar çok korktu, ne olduğunu bilmiyorlardı. Ayrıca arabayı da Leyla sürmüyordu, yani süremiyordu. Araba kendi kendine gökkuşağına doğru sürülüyordu.
Sonunda araba onları gökkuşağının bitiş noktasına getirdi. Masal ve Leyla gökkuşağının bitişinde hep para olduğunu sanırlardı ve öyleydi de. İkisi de koşa koşa paranın üstüne atladıklarında bir anda başka bir gezegene ışınlandılar.
İkisi de korkmuş şekilde nerede olduklarını keşfetmek için yola çıktılar. Burası bir gezegendi hatta üstünde “ŞAKA GEZEGENİ” yazıyordu. Leyla “ Hadi gidelim.” dedi. Masal biraz korkuyordu ondan dolayı gitmek istemedi. Leyla “Hadi gel, ben varım yanında korkma.” dedi. Masal korkulu bir şekilde “Tamam.” dedi.
Girdiklerinde iki uzaylı onlara “Merhaba, lütfen korkmayın. Burası Şaka Gezegeni. Burada hiç kimse birbirine zarar veremez. Yani benden korkmanıza gerek yok.” dedi uzaylı. Leyla “Merhaba, tanıştığımıza çok memnun oldum, ben Leyla bu da arkadaşım Masal.” dedi. “Ben de çok memnun oldum. Gelin, size gezegeni tanıtalım.” dedi uzaylı.
Masal ve Leyla küçük bir kayığa bindiler. Küçük bir nehirde gidiyorlardı. Nehir de renkliydi. Uzaylı bu gezegeni tanıtırken Masal “Şaka Market” diye bir yer gördü ve hemen oraya gitmek istedi. Uzaylı buna izin verdi. Markete girdiklerinde bir robot bize çikolata uzattı, onlar da teşekkür ettiler. Leyla ve Masal istedikleri şeyleri aldılar.
Leyla “Uzaylı kardeş, bizim az zamanımız kaldı, biz gitsek iyi olur.” dedi. Uzaylı “Tabii ki olur, durun ben sizi uğurlayayım. Hee ama şunu unutmayın her gökkuşağı çıktığında gelin. Bir de araba kendi kendine hareket ederse de korkmayın, o sırada süren ben olacağım.” dedi.
Daha sonra “Sinema molası, lütfen ihtiyaçlarınızı gideriniz.” diye bir ses duyuldu. Aslında bu lunaparktaki sinemaydı. Kızlar kendilerini öyle bir kaptırmışlardı ki sinemayı gerçek sandılar. Daha sonra anonsu duyduklarında “Aaaa!” diye bağırdılar. Sadece biraz heyecan yaptılar, canım olur böyle şeyler. Sonra birbirlerine bakıp çok güldüler.