Sahip Olmamız Gereken Yaratıcı Zekalar

Hani 1847 yılında kölelik ülkemizde kaldırılmıştı? Peki neden hala 6 yaşından 18 yaşına kadar insanları bazı şeyleri yapmaya zorluyor, yapmazlarsa ceza veriyoruz? Eğitim sistemimiz bizi bir şeyler üretmeye teşvik etmek yerine neden bizden, 2 gün sonra unutacağımız formüllerle sınava girmemizi istiyor?

Öğrencileri sınav sonuçlarına göre sıralamaktan bir bıkmadık. Gerçekten bir öğrenciyi sınav sonucu kötü diye başarısız sayabilir miyiz? Derste öğrendiklerini test etmek amacıyla yapılan bu sınavda iyi bir sonuç elde edemeyen öğrencilerin kendi suçu mudur bu? Yoksa öğretmekte yanlış yöntem seçenlerin mi?

Finlandiya eğitim sisteminde ödev diye bir kavram yok. Çünkü eğitimin okulda alınacağına inanıyorlar. Bir çocuğun eve gittiğinde bir sürü ödev yapmak zorunda olması onlar için şunu ifade ediyor: Bu çocuk kendini, çevresini ve en önemlisi dünyayı nasıl tanıyacak, düzgün bir okul eğitimi varsa ödeve ne gerek var? Bizim sistemimizde ise yapmadığımız bir ödev yüzünden ceza alıyoruz. Böyle disipline edilmesi beklenen bir çocuğun iş hayatında büyük başarılara imza atması zordur.

Artık 21. Yüzyıldayız. İş gücünün yerini teknolojinin, yaratıcı zekanın aldığı bir yüzyıl. Bu yüzyıla göre öğrencilerimize teknolojiyi aşılamalı, sosyal ve yaratıcı zekayı geliştirmeye çabalamalıyız. Bu, çocukları keşfetmeye, icat etmeye, okumaya, deney yapmaya, düşünmeye özendirmek ile olur. Tabii ki bunlar bir odaya 40 öğrenciyi tıkıp bir şeyler anlatıp sonra da bundan sual etmekle olmaz. Soru soran öğretmen değil öğrenci olmalı. Bil bakalım demek yerine düşün bakalım demek gerekli. Yaratıcı zekayı böyle geliştiririz.

Formül ezberleterek matematik sınavındaki problemleri çözmeye çabalatmak yerine gerçek hayata dayalı problemlere çözüm bulmalarını sağlamalıyız. Çocuklar, karşılaştıkları problemleri kendileri çözmeye çok meraklıdır. Bu nedenle, evde, okulda ya da oyunlarında karşılaştıkları problemlerden bahsetmeleri için onları teşvik etmek gerek. Yorumlama, analiz etme, düşünme gibi becerilerini kullanmalarını sağlamalıyız.

Öğrencileri tek bir kalıba sokmak, aynı düşünmeleri için efor sarf etmek yerine olayları kendi hayal güçlerine bırakmalıyız. Öğrencilere başkalarının fikirlerini, işlerini ezberletmek yerine öğrencilerin kendi fikir ve çalışmalarına sahip olmaları için uğraşmalıyız.

Çocukları çalışkan köleler haline getirmekten ziyade çocukların yaratıcı ve parlak zekaya sahip olmalarını sağlamalıyız. Yeni dünya artık bizden bir şeyler üretmemizi, keşfetmemizi, tefsir etmemizi istiyor. Ona göre yetiştirmemiz ve eğitmemiz gereken çocuklar var. Bu eğitim de önce ailede sonra okulda bitiyor.

(Visited 60 times, 1 visits today)