Sahip olduklarınızın kıymetini bilin. Çünkü insanlar bazen arkadaşlarından, reklamlardan veya bir mağazayı dolaşırken bir şeyler onların dikkatini çeker. Bu bir oyuncak, mobilya, süs eşyası veya bir yiyecek ya da herhangi bir şey olabilir. Dikkatini çeker ve bir şekilde alır dikkatini çekeni. Bazen hep kullanır, bazen ara sıra kullanır ya da birkaç kere kullanıp bir köşeye atar. Aldığı şeyle oyalanıp hevesi geçince ya birine verir ya bir köşeye atıverir. Ve o atılan malzeme yıllarca kullanılmayı bekler, sahibini izler…
İnsanlar dikkatini çekeni alınca, bu sefer başka bir şey daha dikkatini çeker. Çok ister onu almayı ama bazen alamayabilir ve bu onu rahatsız eder. Çünkü şöyle düşünür “Ben daha önce istediğimi almıştım, bunu niye alamadım?” Ve asıl düşündüğü kritik soru şudur: “Bu bende neden yok? Ben neden buna sahip değilim?” Ama aslında bilemezler ki ellerinin altında aynı onun gibi kullanılmayı bekleyen bir dolu şey var. Belki onu alamıyor ama alsa bile biraz kullanıp, sahibini yıllarca izlemek üzere bir köşeye atılacak. Bu durumda iki olay vardır. Bunlardan biri bardağın boş kısmını görmek, diğeri ise dolu tarafını görmek. Boş tarafını görenler hep şöyle der “Neden bende bu yok?” Ama bardağın dolu tarafını görmeyi bilenler ise hep şunu der “bende bu yok belki evet ama bende onun yerine şu var. Belki onu sonra alırım belki de hiç alamam ama olsun çünkü bende onun yerine şu var.” Ve bardağın dolu tarafını görenler hayatta genelde daha mutlu olurlar. Çünkü ortada böyle bir sıkıntı veya bir üzüntü nedeni kalmaz. Size tavsiyem bardağın dolu tarafını görmeyi bilenlerden olun ve hayatınızdan bir üzüntüyü daha eksiltin.
Yani kısaca SAHİP OLDUKLARINIZIN KIYMETİNİ BİLİN…