Aylardır aradığım, çokta bilindik olmayan bir şiir kitabını sonunda Taksim’in arka sokaklarındaki bir sahafta buldum. Aynı gün büyük bir heyecanla kitabı okumaya başladım. 23. sayfaya geldiğimde çok düzgün bir el yazısıyla yazılmış bir not buldum. ” Gelmek istersen yolu biliyorsun..” yazıyordu. Odamdaydım, etrafımda alıştığımın dışında herhangi bir şey yoktu. Neydi bu ? Bir metefor, alıntı yada basit bir şaka. Çokta önemsemedim ilk başta açıkçası ama merak uyandırdığını inkar edemem. Kitabımın bitimine az kalmış olmasından dolayı hemen bitirmek istemedim, dışarıdan gelen güzel bir akşam esintisi ve hafif bir yağmur da aklımı çelmeye yetti. Biraz da balkonda oturmak için odamın balkonuna çıktım, koltuklara oturucakken arka cebimde bir şey beni rahatsız ettiğini fark ettim. Cebime elimi uzattım ve bir çok kez katlanmış bir A4 parçası buldum. Bu bir Necati Cumalı’nın Balkon şiiriydi sanırsam. Tam da notun bulduğum 23. sayfadaki şiirdi bu. Kim koyduğunu, nerden geldiğini sorgulamadan okumaya başladım…
“Sana geldiğim yağmurlu günleri hatırlar mısın, Pencerene açılan yol dönemecini, Aralar mısın hatırama öyle her akşam
Ilık gülüşlerinin gölgesiyle yüklü perdelerini?
Bulutlar terkederdi şehri daima,
Akşamları gemiler terkederdi.
Bir balkonun kalırdı sanırım
Kaybolan gölgelere aşina.
Vapur iskelesinde buluştuğumuz bir akşam,
O akşam, erkenden ayrıldık ve sonra
Hâlâ hafızamızda devam ediyordu
Unutulmuş hayatı maviliklerin.
Hâlâ hatırımdadır odama son gelişin
Ve gitmeden önce
Saçlarını tarayışın hâlâ aynada..
Erken tenhalaşan karanlık arka sokaklarda
Bütün servetin gibi ellerini
Avuçlarıma bıraktığın geceler
Sana küçük bir evden sözetmeliydim..
Uzun bir aşktan sonra tekrar
Bütün beni sevenleri hatırlıyorum
O şehirde bütün tanıdıklarım ve sen
Sen beni severdin
Sen iyiydin, güzeldin…
Bütün bu tesadüfler ve bu güzel şiirin bir anlamı olmalıdı. Neden benim cebimdeydi, notla bağlantısı neydi ve en önemlisi hangi yolu biliyordum? Daha dikkatli bakınca şiirde koyu yazılmış harfleri gördüm ve odama koşup tek tek harfleri yan yana yazmaya başladım. ” Ş İ İ R K U L Ü B Ü M Ü Z E D A V E T L İ Sİ N.” Evet kesinlikle yolu biliyordum!
Ertesi sabah koşar adımlarla evden çıktım kitabı aldım sahafın olduğu yere gitmek için. Bu küçük sahaf kim bilir belkide özel bir şiir kulübüydü ve ben seçtiğim kitaptan, onu böylesine bir hevesle aradığımdan olsa gerek seçilmiştim. Sonunda kitap tutkum beni ilginç bir maceranın içine sürüklüyordu. Sahafa vardığımda ise dün bana kitabı satan amca eliyle üst katı işaret etti, beni unutmamıştı. Biraz temkinli ama heycanlı adımlarla yukarı kata çıktım. Çember etrafında dizilmiş sandalyeler ve benden biraz daha büyük insanlar gördüm, ellerinde daha önce okuduğum tüm şiir kitapları. Evet galiba artık pazar günleri için bir planım vardı.